Tunç Soyer'e belediye başkanı olduğundan beri İzmir'e yaptığı bir proje, eser ya da hizmeti görmek istediğimi söylüyorum. Tarih boyunca yöneticiler kendi adları yürüsün diye kalıcı eser bırakmak isterler. Piramit inşa edilir, duble yol yapılır, gökdelen dikilir. Bir de tarihe yazdıklarını, fikirlerini bırakan siyasetçi türü var. İzmir Belediye Başkanı bu gruba giriyor. Bana bir çeşme, AVM ya da yol göstermiyor. İlkinden yüz yıl sonra yapılacak İzmir İktisat Kongresi hakkında konuşmak istiyor. İzmir'in kurtuluşunun aslında Türkiye'nin kurtuluşu olduğunu hatırlatıyor Soyer. Üç buçuk yıl işgal altında kalan, harap olan, üzerine de büyük bir yangın gören bu şehrin beş ay sonra Mustafa Kemal önderliğinde iktisat kongresi topladığını, yeni kurulacak devletin iktisat politikalarını burada belirlediğinin altını çiziyor. "İzmir olarak bu bizim görevimiz,"diyor. Türkiye ve genel olarak dünyanın geleceği savaş, tedarik krizi, enflasyon gibi sorunlar yüzünden belirsizken geleceğe yönelik bir yol haritası çizmek amacı. "İyi de siz sadece bir belediye başkanısınız," diyorum. "Bu söylediğiniz görev tanımınızın ötesinde...