Amerika’daki #MeToo hareketinin ardından bir yazı yazdım. Türk basınının efsane bir kaleminin evine gelen genç kadınları nasıl ellemeye çalıştığını, bu kadınların kendilerini evin dışına zor attıklarını, yıllardır bunların medyada konuşulduğundan bahsettim. Şeytan gör dedi, ben de kendimi tutamadım.
Ama asıl öfkem bütün bu hikayelerin meyhane sofrasında bir anekdota dönüştürülmesi, zaman zaman benim de dinleyip güldüğüm komik anılar olarak anlatılmasınaydı.
Satır arasında bir de bir gazetecinin evine çağırdığı genç kadının üzerine yürüyerek “Benimle bir serüvene var mısın?” diye taciz etmesine değindim. Kimsenin dikkatini çekmedi. Ertesi gün olayı daha ayrıntılı yazmak için tacize uğrayan o kadınla konuştum. “Boş ver,” dedi. “Bizim ülkemizde kadını suçlarlar, ‘Kuyruk sallamış,’ derler.”. Böylece belki de Türk medyasının ilk #MeToo hareketi başlamadan bitti.