Fatih Tutak çıtayı çok yükseltti. 2019'de açılıp araya pandemi girmesine rağmen dünya basınında çeşitli "en iyiler"listesinde yer alan Türk'e kimi arkadaşlarımın övgülerinin sonunda geçen akşam gittim. Özellikle Türkiye'de bu gibi lokantalara giderken aşırı tedbirliyim. Önce beklenti çıtamı düşürüyorum, ardından mekanın ve sahibinin şımarıklığını, kendini beğenmişliğini hesaba katıyorum. Refleks olarak kendimi hayal kırıklığına hazırlıyorum. Beklenti çıtası düştükten sonra masaya gelen zeytinyağı iyi çıkarsa sürprize dönüşüyor. Türk'e de önyargılı ve ne-kadar-iyi-olabilir-ki düşünceleriyle gittim. Üstelik beni davet eden arkadaşlarıma yeme-içme konusunda çok güvenmeme rağmen.) Bugüne kadar Türk mutfağını güncelleştirmeye çalışan bütün aşçıların takıldığı bir nokta vardır. En fazla mini patlıcanlarda imam bayıldı yapmaya kadar esnetebilirler sınırlarını. Civan Er ve Mehmet Gürs gibi şeflerin mükemmel mantıları var örneğin, ama sundukları tabak uzaktan yakından illaki mantıya benzer. Yetenekleri tartışılmayacak bu aşçıların bile Türk mutfağı söz konusu olduğunda belli sınırlarda kalmaları bana bizim mutfağımızın genişlemeye, yeniden yorumlamaya pek açık olmadığını düşündürürdü....