Gazetecilik biraz da görme sanatıdır ama bu yetenek ne yazık ki herkeste yoktur. Yılmaz Özdil ise görmeyi en iyi bilenlerdendir. Tiraj ve rating şampiyonluğu başlı başına bunun kanıtı zaten. Yazılarını başkalarından ayıran özelliği de bu görebilme yeteneğidir. Başkalarının baktığı yerde o aklımıza gelmeyeni yakalayıverir ve farkını konuşturur. (Özdil'in spor sayfalarındaki yazılarını fark edip oralara sıkışmaması gerektiğini ilk gören de bu gazetenin sahibi Turgay Ciner'dir.) CHP'nin hafta sonu yaptığı vizyon toplantısından sonra en çok Yılmaz Özdil'in tartışılıyor olması da boşuna değil. Gördü ve gördüğünü pat diye yapıştırdı. Özdil'in gördüğü sadece Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyuklaması değildi. Bir parti liderinin hayati önem verdiği toplantıda eşinin bile uyuklaması başlı başına bir haber, "Heyecan verici bir toplantı oldu" da gazetecilikte ironinin gerçekten işe yaradığı nadir manşetlerden biri. Özdil aynı zamanda CHP'nin amatörlüğü, ataleti, en önemlisi de halktan kopukluğunu gördü o karede. Sonradan yapılan açıklamalar, hasta hasta toplantıya gittiği, ertesi gün COVID-19 testinin pozitif çıktığı da CHP'ye özgü bir kriz yönetememe sanatıydı. Bütününe bakıldığında tek bir kare...