Monoprix'den üç Euro'ya alınan ve etiketi değiştirilen beyaz şaraplar, son anda Instagram'dan duyurulan bir mekan, resmi davetiye ve protokol olmayan, duyanın girdiği bir davette gördüm ilk kez Virgil Abloh'yu. Paris Moda Haftası'ydı, ben henüz yeniydim ve bu gibi etkinliklere girebilmek için milletin birbirini ezdiğini henüz bilmiyordum. Sonradan moda dünyasının ezberlerini bozacak Abloh o gece davet geleneğini de yerle bir ederek sadece sevenlere kapıyı açmış, kendi deyimiyle "Paris'in çocuklarına" teker teker dev kilitli poşetlerden çıkan kıyafetleri tanıtıyor ve komplekssizce herkesle sohbet edip fotoğraf çektiriyordu. Off-White markasının belki ilk koleksiyonuydu, yanımda butiği olan arkadaşıma "Mutlaka bu markadan sipariş ver; çok büyüyecek çünkü," dediğimi hatırlıyorum. Çok büyümekle kalmadı, devleşti. Virgil Abloh birkaç sene içinde dev modaevlerinin kapısını aşındırmaktansa onları kendi kapısında yatacak hale getiren bir deve dönüştü. Etkisi New York'tan İstanbul sokaklarına, Paris Moda Haftası'ndan ailesinin kökenlerinin uzadığı Gana'ya kadar uzandı. Paris'in çocuklarına açtığı davetten Louis Vuitton'ın erkek bölümünün başına, daha geçen Temmuz ayında Louis Vuitton Moet...