Türkiye'de şöhreti tattığım o 15 dakikada çıktığım bir gece kulübünden sonra flaşlar patlamasının şaşkınlığını ve öfkesini yaşadım. Benden çok daha tecrübeli ve şöhretli bir tanıdığıma bu durumla nasıl baş ettiğini sorduğumda aklımdan geçenleri okuyor gibiydi. "İçkilisin, gecenin bir saati olmuş, kapıdan çıkıp evine gitmek istiyorsun ve karşında paparazzi'yi görüyorsun," dedi, "ve içinden bir yumruk patlatmak istiyorsun." Ama patlatamıyorsun tabii ki. Karşındaki seni ne kadar kışkırtsa da, o yumruk o an için ne kadar haklı olsa da kendini tutmak zorundasın çünkü şiddete başvuran anında haklıyken haksız duruma düşer. En azından böyle öğretildik. Hayatta sözün bittiği anlar da var elbette, ama meşru şiddeti kullanma tekeli devlete ait ve bireyler olarak kendi güvenlik politikamızı uygulama lüksümüz yok. Pek çok liberal demokraside yasa bireyin şiddetini sadece kendini savunma anlamında meşru kılıyor. Paparazzi'nin flaşının insanın gözünü alması ya da sahnede bir komedyenin yaptığı şaka bireyin kendisini yumruklarıyla savunmasını gerektirecek kadar ağır tehditler değil. Herhangi bir mahkemede bu savunma yerle bir olur. Yine de yasalarla kamuoyu önünde yargılanmak aynı değil. NAZİ...