Marathi adasındaki uzun öğle yemeği sırasında bir tekne sahibi "Yarın saat 15:00 gibi Maça Kızı'nda cheeseburger yiyor olacağım," diyordu. Bense denizden Bodrum'a Maça Kızı'nı mahvetmek için çıkmaya kararlıydım. Türkbükü'nün ucundaki bu otel onlarca yıldır hem magazin hem de ekonomi basınının gündeminde. Bazı yazlar Eda Taşpınar'ın şezlonguyla anıldı, hemen her yaz başında da Türkiye'de hayat pahalılığının ne boyuta vardığını göstermek için Maça Kızı'nın lahmacunu örnek gösterilir oldu. Artık Türk ekonomisinde bir lahmacun endeksi de var ve her yaz başı bu fiyatı belirleyen Maça Kızı'nın sahibi Sahir Erozan'ın gözünün içine bakılıyor. Herkesin tanıdığı ve herkesi tanıyan Sahir Erozan. Ufuk Güldemir, Sedat Ergin ve emekli büyükelçi Uğur Ergun'lu o efsane Washington ekibinin yıllarca dilinden düşürmediği Cities'i açan, o sıkıcı şehre biraz eğlence getiren kişi. İstanbul'daki yalısında Joe Biden'ı ağırlayan da o. Erozan hakkında bugüne kadar tek bir olumsuz cümle duymadım. Maça Kızı'nın müdavimleri de mekana laf söyletmiyor. Yaygın olarak fiyatları eleştiriliyor, ama bu eleştiri de dışarıdan içeriye bakanlar tarafından artık klişe şekilde dillendiriliyor. Benim önyargımın ve burayı...