15 Temmuz’da yazmak gerekir. Odakta ordu ve subay var. Kısaca asker diyelim. Yabancı devletin kontrolünde bir cemaat, Gülenciler orduyu önemli ölçüde ele geçiriyor. Bugüne kadar Atatürk’ün ordusu Kemalist ordu vb. ile nitelendirilen ve bu bilinçle eğitim verilen/alan bir ordu nasıl oldu da emperyalizmin aracına dönüştü ve darbe yapmaya kalkıştı.
Olayın tartışılmayan bu yönü bize ne anlatıyor?
HİYERARŞİYİ BOZMAK ZORDUR
Tepeden tırnağa hiyerarşik, onlarca yıl boyunca ideolojik olarak diyelim yüzde 95 bir bütünlük arzeden bir yapıyı, dışarıdan propaganda ve indoktrinasyon ile değiştiremezsiniz. Hatta bu değişimi yapmak isteyenler ordu içinde propaganda yapsalar bile...
Bazı taraftarlar toplayabilirsiniz, sonuçta subay-astsubay da insan ve vaatlerden veya ideolojik iknalardan etkilenebilir. Ama hiyerarşik yapı galip gelir. Çünkü subayın astsubayın geleceği bu hiyerarşik yapıya bağlıdır. Bunun yerini başka bir hiyerarşik yapının alacağını net görmeden, eskiye bağlı kalır.
DIŞARIDAN FETİH
Gülen bunu bildiği için ta ilkokul, ortaokul, lise, üniversiteden yani ordu dışından beslediği, indoktrine ettiği, üzerinde tam bir kontrol kurarak eğittiği öğrencileri ordu içine sokmaya başladı. Adım adım, milim milim, büyük bir sabırlar, çok yönlü hamlelerle... Binlerce askerini ordu içine soktu ve ordu içinde paralel bir ordu kurdu.
Yani iki ordudan bahsediyoruz.