Şaşırdık mı? ABD Merkez Komutanlığı’ndan bir general, Joseph Votel, “ABD ordusunun TSK içindeki en yakın pek çok müttefiki, başarısız darbe girişimi sonrasında hapse atıldı” diyor. Üzüntüsü ve hayal kırıklığı dorukta! Burada ilk değerlendirmede buna işaret etmiştik.
WSJ, ABD’nin etkili muhafazakâr gazetesi, şunu da yazıyor: ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’a göre, darbe girişimi sonrası tutuklamalar Türkiye’deki Milli İstihbarat Teşkilatı’nın tüm kesimlerini etkiledi, Türkiye’deki muhataplarının birçoğu tasfiye edildi veya hapse atıldı.
Açıkçası şunu diyorlar: Darbeci adamlarımız tasfiye edildi biz ne halt edeceğiz şimdi?
Bu sözler, Pentagon’un, yani ABD Savunma Bakanlığı’nın, darbecilerle ilişki içinde olduklarının itirafıdır.
ABD’nin ‘our boys’ları
Darbeci generallerin Amerikan askeri çevreleriyle hangi çerçevede ilişkileri olabilir ki?
Eğer iki ülke ordusu ve askerleri arasında bir ilişki olacaksa, bu ancak genelkurmayları arasında olabilir. Bence, bırakın generalleri, kuvvet komutanlarının bile ABD’deki muhataplarıyla, görevlendirmeler dışında, birebir, bağımsız ilişkileri olamaz.
Demek ki darbeci generaller Amerika’nın “our boys”larıydı. Bu sözcükler 12 Eylül 1980 darbesinin başarılmasının hemen ardından, Amerikalı diplomatların Washington’a çektikleri mesajın ta kendisiydi: “... our boys have done it”. (Bizim çocukların işi).
Bu açık seçik itirafların ardından Amerikan Genelkurmay Başkanı’nın apar topar Ankara’ya geliyor olması, yanan kazın yerine herhalde hindi getirme eylemidir.
RTE haklıdır: Ülkede koskoca kanlı bir darbe girişimi oldu, tüm Batı suspus...
RTE’ye nefretlerinin kökenleri
ABD’nin ve AB’nin, darbeseverlikleri sürpriz değil. Erdoğan devrilseydi ve Cemaat ülkeye egemen olsaydı, büyük mutluluk duyacaklardı. RTE ve politikaları Batı kampında en nefret edilen şeylerin başında geliyordu.