Orhan Bursalı Cumhuriyet Gazetesi

Adalet ile birlikte toplum siyasi iktidarın esiri oluyorsa

Bir bilim dergisinde rastladım. 1927’de düşünce özgürlüğü üzerine ABD’de tartışma var. Bazı düşünceler zararlı ve yanlış görülüyor, ayrıca gerçekleri...

14 Mayıs 2017 | 111 okunma

Bir bilim dergisinde rastladım. 1927’de düşünce özgürlüğü üzerine ABD’de tartışma var. Bazı düşünceler zararlı ve yanlış görülüyor, ayrıca gerçekleri çarpıtmak amacıyla pek çok düşünce ortalıkta cirit atıyor... Milletvekilleri, hukukçular, medya tartışıyor.
Louis Brandeis, ABD Yüksek Mahkeme üyesi ise gerçeklerin er geç ortaya çıkacağını belirterek, bugüne kadar adeta bir ilke olarak kabul edilen şu sözü söylüyor:
“Çözüm, insanları zorla susturmak yerine, daha çok konuşmalarına izin vermekte yatıyor.”
ABD’de bu ilke geçerli... Ama Avrupa farklı; hakaret, nefret suçu işleyen vb. konularında “düşünce özgürlüğü”nün sınırları (başkalarının hakları) çiziliyor ve ceza maddeleri devreye giriyor.
“ABD liberalizmi” ile “Avrupa liberalizmi” farklı.
Avrupa devrimlerden, büyük savaşlardan geçerek kültürünü süzmüş ve oturtmuş. Bazen mesela Ermeni soykırımı olmadı demek yasaktır gibi, ucube noktalara uçsalar da ve tarihsel tartışmalara siyasi hükümlerle müdahale etseler bile...

‘Güneş balçıkla sıvanmaz’, tamam da...
Mesela bazı iktidar ucubelerinin Atatürk’ü aşağılamak için, gerçeklerle ilgisiz sözlerine ne diyeceğiz, “fikir özgürlüğü” mü? “Bırakalım, gerçekler eninde sonunda ortaya çıkacaktır” mı diyeceğiz? Peki, ya “çıkmazsa” veya çıktığında ise çok geç kalındıysa ve bu yüzden “atı alan Üsküdar’ı geçtiyse”?
Yukarıda sözünü ettiğim yazıda, günümüz gerçeğinin çok farklılaştığı belirtilerek şöyle deniyor:
“Brandeis’in düşünce özgürlüğünün gücünü savunduğu görüş günümüzde çağ dışı kaldı. En doğru bilgilerin halk arasında en çok yaygınlık kazanan bilgiler olmadığı, tam tersine, ana akım medyanın bir yığın uyduruk görüş ve öykülere yer verdiği görüldü... düşünceler pazarında... iyi görüşlerin öne çıkmaları da söz konusu olamaz.”
Yaşadığımız zamanları anlatıyor. Toplum yalanlarla gerçekler arasında bir salıncakta.

‘Siyasi adalet’ devrede
Türkiye’de bir düşünceyi dile getirmek bile suç sayılıyor, bu iki kıtanın gerçeklerinden o kadar uzağız ki! Sıfır delil ile insanlar içeri tıkılıyor, siyasi karar ve talimatlarla muhaliflerin defteri dürülüyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
RTE ve Bahçeli’nin projesi: Öcalan DEM lideri, Demirtaş tasfiye 24 Ekim 2024 | 884 Okunma Parayı kontrol eden liderdir. Vasiyeti var mı? 50 yıllık iktidar sevdasının sonu 22 Ekim 2024 | 527 Okunma Ne yapmalı; pasiflikten aktifliğe yol arayışı... 21 Ekim 2024 | 99 Okunma Değersizleşen toplum ve vahşi yaşam savaşı 20 Ekim 2024 | 52 Okunma Milleti nasıl soysak, iktidar-banka el ele 17 Ekim 2024 | 145 Okunma