Osmanlılarda Şeyhülislamlık vardı biliyorsunuz.
Arada sırada şeyhülislamların da kafalarının uçurulduğu olduysa da,
zaman geldi padişahların bile söz dinletemedikleri şeyhülislamlar,
eyvah çöküyoruz önlem alalım, yenilikçi olalım diyen
reformcu padişahların bile altını oydular ve Osmanlı’nın
çökmesinde büyük rol oynadılar. İnsanların kırılıp ölmesinde
de..
Reformcu padişah II. Mahmut zamanı, İstanbul
koleradan kırılıyor. Şehri fareler basmış ve kuyu suları cesetlerle
kaynıyor.
II. Mahmut, Avrupalıların tavsiyelerine uyar ve İstanbul’u
karantina altına almak ister. Şeyhülislam karşı çıkar ve fetvayı
çıkartır: “İçine fare düşen kuyunun suyunu besmele çekerek yedi
kere değiştirin, tertemiz olur, karantina dinimize aykırıdır..”
Ve fetvaya göre davranılır, İstanbul halkı besmele çeke çeke 7 yıl
boyunca kırılır.
Evinde 4 bin ciltlik kütüphanesi olan Sadrazam Ali
Paşa, şehit olmadan önce kitaplarını bir vakfa bağışlamak
ister. Şeyhülislam Mevlana Ebu İshak Efendi,
“Kişinin felsefe, astroloji ve tarihe ait kitapları vakfa
dahil olamaz. Bu tür kitapların vakfı bilinir şey değil”
diye fetva verir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren
felsefe, matematik, mantık derslerini de aynı zihniyet
kaldırtmıştır. (Bu bilgiler için: Orhan Çekiç,
1919 Başlangıç, Samsun’dan
Erzurum’a, Kaynak Yayınları)
Diyanet’ten borsaya, siyasete ne?
Bugün bu tür fetva verecek bir Diyanet Reisi olur mu, olmaz, iki
dakikada gider. Ama Diyanet Başkanı, tüm ordusuyla siyaset işine
girecek v...