Kamuoyu anketleriyle ilgili sonuçlar masasına konduğunda, epey
morardı yüzü. Dün değil daha iki-üç ay öncesinden... Bir değil,
kendisine çalışan üç dört anketçi şirketin farklı zamanlardaki
sonuçları birbirini aşağı yukarı doğruluyordu. Oylarda bir düşüş
vardı, oy oranı 40 civarına sarkmıştı, aşağı da gidebilirdi,
nitekim bazı diğer anketler yüzde 40 altını da gösteriyordu...
Artık bir ay önceki son anketler de benzer sonuçları
gösterince...
Yüzde 10 kadar kayıp var! “Milliyetçi oylar” kendisine el
sallıyordu. Üstelik 1-2 değil; 4-5 puan. Ve birkaç puan Kürt seçmen
oyu. Beştepe’de ilgili danışmanlarının fikirlerini aldı. İşler
kötüye gidiyordu... İşin garibi, parti ve hükümet olayın farkında
değildi! Onlar “Çözüm sürecinde samimiyiz, sonuna kadar
götüreceğiz” diyor, üstelik Dolmabahçe Mutabakatı diye Bay
İmralı’nın kaleme alıp dayattığı 10 maddelik açıklama
yapıyordu.
Bunlar ne zaman, her şeyin sana yaradığı sürece kullanacağın bir
politik araç olduğunu, yoksa alıp çöpe atman gerektiğini öğrenecek
ve kavrayacaktı! Hiçbiri adam olmazdı! İpleri yeniden ele almak,
aslında kimsenin ipini asla ve hiç-bir zaman bırakmamak gerektiği
konusunda bir sonuç daha çıkardı. Bakın, yine günde beş posta hep
sahada!