Meral Akşener yerel seçimlerde tek başına seçimlere girmek konusundaki kararını sürdürelim. Yine geriye, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine gideceğim. Çünkü bugünkü politikasının izleri orada.
***
Bazı okurlar, “Akşener CHP’yi desteklemeye mecbur mu” gibi anlamsız bir soru yöneltiyor. Değil tabii, siyasi analiz bu.
CHP-İYİ Parti arasındaki, seçmenin dikkatle izlediği gerilimli ve masayı devirmeye varan sürecinde biraz daha duraklayalım. Şunu tartışmıyorum, acaba Yavaş veya İmamoğlu aday gösterilseydi seçim kazanılır mıydı. Test edilmesi mümkün almayan bir süreç. Belki de...
Ama diyelim CHP ve Kılıçdaroğlu adaylığını dayattı. Sonuçta 6’lı masa tek adayda karar kıldı. Kemal Bey, İYİ Parti’nin de dayatmaları üzerine geri çekilmeyi düşünmedi. Parti içinde bu olasılık hiç tartışıldı mı bilmiyorum. Nihayetinde en önemli konu, iktidarın değişmesiydi. Bana göre bu değişimin Yavaş veya İmamoğlu ile olmasının da bir sakıncası yoktu.
ANA MESELE NEYDİ?
Ana mesele iktidarın değişmesi ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesiyse Kılıçdaroğlu herkesi fazlasıyla memnun edecek politikaların adamıydı. Son toplantı yapılmış, altı liderin imzasını taşıyan “Adaylıkta anlaştık” açıklaması henüz ortada duruyor. Ama Akşener masayı devirdiğini açıklıyor. “Masadan ayrılmam, millete ihanet etmem” sözlerinin gazetelerde mürekkebi kurumamış iken... Hemen 4 Mart’ta şöyle yazacaktım: