Orhan Bursalı Cumhuriyet Gazetesi

‘Allah korusun, yeni anayasa bir diktatörün eline geçerse..’

Anayasa değişikliği Meclis’te kabul edilir ve referandumda evet oyu alırsa, Türkiye’de bir rejim değişikliğinin gerçekleşeceği tartışmasızdır.  “Kuvvetler ayrılığı”na...

10 Ocak 2017 | 5.278 okunma

Anayasa değişikliği Meclis’te kabul edilir ve referandumda evet oyu alırsa, Türkiye’de bir rejim değişikliğinin gerçekleşeceği tartışmasızdır. 
Kuvvetler ayrılığı”na dayalı, başbakanlığın en yetkili güç olduğu parlamenter sistem gidecek.. 
Kuvvetler birliği”ne dayalı, Meclis’in ikinci sınıfa düşürüldüğü, tek kişinin hemen her şeyi belirlediği, gerektiğinde çoğunluk desteğini yitirdiği takdirde Meclis’i çalışamaz duruma getirme ve olmazsa feshetme hakkına sahip müthiş otoriter bir Reislik makamı gelecek. 
Üstelik yargıyı da yarısı kendisi, yarısını da Meclis’teki partisi seçecek. Oh ne âlâ, yargı garantisi de var! Bu da yetmiyor, yargılanması ve hesap sorulabilirliği de, konulan yüksek çıta nedeniyle neredeyse mümkün olmayacak. 
Türkiye bu anayasa programıyla Batı’nın demokratik yönetimlerinden kopuyor. “Doğu Toplumu”nun ceberut kişisel yönetimlerine yaklaşıyor. 
180 derece bir değişim yaşayacağız. Evet diktaya açık bir yapının tüm unsurları, öngörülen anayasa değişikliğinde var.

Seçimi kazanma garantisi yok 
Peki 2019’daki “Başkanlık” seçiminde şimdiki Cumhurbaşkanı’nın kazanması garanti mi? Şüphesiz ki hayır. 
Önümüzdeki iki yıl Türkiye açısından çok zor geçecek. Dahası, bu iktidar ve RTE açısından en zorlu iki yıl olacak. 
1) AKP’yi iktidara getiren ekonominin, iki yıl içinde bugünkü düzeyde bile istikrar kazanma olasılığı azalmaktadır. 2017 Türkiye’yi yoksullaştıracak, enflasyon zamları sökün edecek ve hayat zorlaşacak. Türkiye’nin teknolojik bakımdan düşük ekonomik yapısından kaynaklanan sorunlar büyüyecek. Nitekim geçen yıl ihraç ettiğimiz malların ortalama kg fiyatı-değeri 1.41 TL’den 1.37 TL’ye düşmüş. İhracat da iki yıldır geriliyor. 
300 milyar dolar borcu olan şirketler, şimdi de kur farkının altında eziliyor. Dolar yükseldikçe her gün 5-10 milyar dolar artıyor borçları. İflaslara kapı açılıyor.

Fokurdayan bir ülkede zor 
2) Kırılgan sadece ekonomi değil, başkanlık anayasasının da sürdürülebilir bir yapı oluşturmadığını görmek gerekir. Reislik anayasası, zayıf bir anayasadır. Kırılganlığı son derece yüksektir. Bu anayasa ile ülkede sürdürülebilir bir yönetim kurmak, Türkiye gibi fokur fokur kaynayan bir ülkede çok zordur. 
Ortak akılla zaten yönetilmeyen ve bundan sonra daha da otoriter tek akılla yönetilecek olan ülkenin, geçmiş demokrasi deneyiminin birikimi altında ezilmesi söz konusudur. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
RTE ve Bahçeli’nin projesi: Öcalan DEM lideri, Demirtaş tasfiye 24 Ekim 2024 | 884 Okunma Parayı kontrol eden liderdir. Vasiyeti var mı? 50 yıllık iktidar sevdasının sonu 22 Ekim 2024 | 527 Okunma Ne yapmalı; pasiflikten aktifliğe yol arayışı... 21 Ekim 2024 | 99 Okunma Değersizleşen toplum ve vahşi yaşam savaşı 20 Ekim 2024 | 52 Okunma Milleti nasıl soysak, iktidar-banka el ele 17 Ekim 2024 | 145 Okunma