Ahmet Altan’ın Cumhuriyet’te
veya olmadı Kitap ekinde hikâyesinin yayımlanması, yine gazete
yazarları ve okurlar arasında tartışma yarattı. Şüphesiz ki
yaratacaktı. İki nedenden dolayı.
İlki, Cumhuriyet’in yayın ilkeleri (ki Vakıf’ın
anayasası) gibi bir sorun var. Atatürk ve dönemine
küfreden, yayınlarıyla bu kadar suçsuz insanın yıllarca hapiste
çürümesine ve dahası ölmesine neden olmuş Taraf adındaki bir
operasyonel kâğıdın yönetmenliğini ve tetikçiliğini yapmış,
iktidara da muazzam destek olmuş bir yazar ve gazetecinin,
Cumhuriyet ile yazar ilişkisi içine girmesi kabul edilemiyor.
Fikir özgürlüğü sorunu değil
Bunun “fikir özgürlüğü” ile ilişkisi yok. Gazetenin (gazeteyi özel
yapan) yayın ilkeleriyle ve tarihsel bağlantıları ile karşıtlığı,
uyuşmazlığı var. Tıpkı bu gazetede Evrim’e, bilime saldıran bir
yazarın varlığına, bazı Cumhuriyet yazarları ve pek çok okur
tahammül edemeyip eleştirilerini ayyuka çıkarınca, yazılarına
zoraki son verilmesi gibi. Çünkü bilim Atatürk Cumhuriyeti’nin fil
ayaklarından biri ve dünyanın temel gerçeğidir. Bu yazarın
yazılarına son verilmesinin de “fikir özgürlüğü” ile ilişkisi
yoktu.
İkincisi, Cumhuriyetin hâlâ çoğunluk okurlarının,
Vakıf ilkelerine ve Cumhuriyetin tarihsel bağlantılarına sadık
olması, onları benimsemesi, bunların sulandırılmasına şiddetle
tepki göstermesi.. Bir kısmı “Cumhuriyet bu ilkelerden saptı”
görüşünde olmasına rağmen, diğer bir kısmı bazı itirazlarına rağmen
Cumhuriyet’i önemli ve Atatürkçü sayıyor ve okuyor.
Bu ikincisine ekleyeceğimiz bir nokta daha var: Gazetede Vakıf
ilkelerine, ülkenin tarihsel kurucu bağlantılarına sadık, onlara
sahip çıkan bazı yazarların ve çok sayıda