İYİ Parti ve diğer “küçük partiler” altılı masayı bir pazarlık masasına mı dönüştürdü?
Dışarıdan sanki öyle gözüküyor. İYİ Parti’nin aday belirleme sürecini öteleme eğiliminde gözükmesi, parti içinde etkin konumda olanlar arasında altılı masa eşitler masası değil görüşlerinin dile getirilmesi, İYİ Parti ve CHP dışındaki partilerin liderlerinin kendilerini daha şimdiden seçilebilecek başkanın yardımcıları ilan etmeleri... Dahası, altlarında da bakanlıklar olacağını açıklamaları... Tüm bunlar şüphesiz ki bir kargaşa yaratıyor.
13 Şubat’ta aday belirlenmesinin kararlaştırılan takvimde olmadığının açıklanması, iktidar ortaklarının sert ve alaycı, Millet İttifakı’nı tamamen gözden düşürme ve kararsız seçmeni olumsuz etkileme politikasına ortam hazırlıyor.
İYİ Parti de hem aday altılı masada belirlenecek diyeceksin hem de “Geliyor Kemal” hesap soracak şeklinde doğrudan adaylık ilanı anlamına gelecek açıklamalarda bulunacaksın, altılı masayı zor durumda bırakacaksın... Bu bize adaylık dayatması olmuyor mu, sözlerini İYİ Parti içinden duyuyoruz.
Bu da adaylık açıklamasını öteliyor ve partilerin pazarlıklarını azdırmasına yol açıyor mu? CHP’liler dahil, aslında tüm partilerden, altılı masa içinde olumsuzluklar yaratacak davranış ve sözler var.
Bir de acaba altılı masa kurulurken işlevlerinin yeterince açıklanmamış olması süreçleri olumsuz mu etkiliyor?
KOALİSYON MU KURULDU?
İYİ Parti içinde seslendirilen itirazlardan en önemlisi altılı
masada neremiz eşit ki sözleridir. Altılı masa peşin bir
koalisyon olarak mı kuruldu? Öyle bir amaç açıklanmamıştı.
Tüm partilerin seçimi kazandıkları takdirde tamamen eşit ağırlıkta yönetimde pay sahipleri olması gerektiği görüşü, şüphesiz itirazlara konu olmakta.
Kılıçdaroğlu’nun altılı masada herkes eşittir biçimindeki açıklamaları, iktidar kuruluşunda da bu eşitlik sürer anlamına mı geliyordu? CHP’den böyle bir seslendirme olmadı.
Şimdiden bir post paylaşımının peşinen yapılması ve “pazarlık masası”na sürülmesi ne kadar hakkaniyetli?
SEÇİM SONUCU MU BEKLENMELİ?
Yönetimde bir koalisyon şüphesiz ki olacak fakat bu koalisyon gücü
üzerine görüşmelerin, seçimden sonra partilerin alacakları oya ve
çıkartacakları milletvekilliklerine göre, dengeli bir şekilde ama
yine de küçük partilere biraz pozitif ayrımcılık yapılarak
kararlaştırılması, daha doğru bir politika olmaz mı?
Sanırım altılı masada sıkıntılar epeydir buralardan kaynaklanıyor. 13 Şubat masasında esas tartışma konusunun bu problemi çözmeye yönelik olacağını tahmin etmek zor değil. Seçilecek başkanın kimlerle nasıl yöneteceği konusunda bir yol haritasının belirlenmesi etrafında dönecek tartışmalar.