Hiç mizansen hazırlıyor mu fotoğraf çekerken? Hayır, diyor,
bazen saatlerce bekliyorum, istediğim fotoğraf karesinin oluşması
için. İnsanlar, vapurlar, balıkçılar, her neyse, istediğim
çerçevede bir araya gelmesi gerek...
İşte, o an(!) ve click!
80 yaşını aşmış, insanlar onu hâlâ “fotoğrafçı” sanıyor, ama o bir
gazeteci, “foto muhabiri” veya fotoğraf habercisi! Gerçi “fotoğraf
sanatı”, “fotoğraf sanatçısı” nitelemelerine karşı çıkar. Haklıdır,
sanatçı düş kurgular.
Ama Ara da o anki gerçeği, çekerken üzerine kattığı müthiş yorumla
dondurur; bu yorum, yani fotoğraftaki hüzün, bakış, düşünce, onu
“sanatçı” yapar. Bu anlamda da fotoğrafında bir “gizli kurgu”
vardır! O anı belgeleyen “romantik realist” fotoğrafları, bir sanat
şöleni gibidir. Çektiği fotoğraflardaki estetik tat ve bütünlük,
bende bazen bir yontucu, bazen bir ressam ve sinema
sanatçısı çağrışımı yapıyor. Bu anlamda, sanki
görsel sanatların bütününü içeren bir ruhla karşı karşıyasınız.
Evet, sinema sanatçısı dedim! Fotoğraflarına
bakıyorum, bir tanesini seçiyorum, karedeki her şey birden
hareketleniyor; nesneler kare içinde sağa sola gidiyorlar, dışarı
çıkıp içeri giriyorlar, gülüyorlar, el sallıyorlar; sevinç, hüzün,
yalnızlık, çaresizlik, emek ve alınteri.. Doğa, kapı, ev, sahil,
sokak, cami, insanlar, çarşı, ışık, kar, yağmur, anne çocuk...
Sonra birden Klick ve fotoğraf donuyor yeniden!
Ara’nın fotoğrafları böyle canlanıyor. “Dur, öyle bakıp geçme!”
diyor ve fotoğraflarının arkasındaki o saklı canlı hayata katılmaya
çağırıyor herkesi! Yeni yayımlanan üç yeni kitabında f...