Cumhurbaşkanı’nın Kazakistan konuşmasını
sevdim ya, bugün de oradan kendime yeni yollar açacağım. Hele
ülkenin neredeyse mutlak lideri böyle bir konuşma yapıyorsa,
konuşmaya sahip çıkmalıyız...
Çünkü konu ülke meselesi.. Hepimiz vatanı
kurtarmak için çalışmıyor muyuz?!
Eğer Cumhurbaşkanı bu konuşmasının böyle
yazılara destan olmasından hazzetmiyor ve “onları söyleyen ben
değilim..” diyorsa, metni kaleme alanların yakasına
yapışmalı...
Bir ülkenin neredeyse mutlak lideri eğer böyle
bir konuşma yapıyorsa, elindeki metinle uyumlu hakkaniyet istemek,
hele hele fikri takip halindeki gazeteci ve yazarlar için bir
farzdır. Her ne kadar bağımsız, eleştirel özgür gazetecileri
sevmese bile...
Ekrandaki futbol
tartışması
Cumhurbaşkanı üstün
yetenekli değerlerimiz yurtdışına
gidiyor demiş ve bilim ve teknoloji
üretiminin önemine değinmişti ya.. Tam o konuşmayı internetten
okurken, bir bilgisayar satıcı - onarıcı dükkânında
beklemedeydim.
Karşımdaki ekranda futbol eleştirisi
yapılıyordu. Tartışma, futbol takımlarımızın artık tamamen yabancı
oyunculardan kurulabiliyor olması ve bunun yarar ve zararı
üzerineydi. Müşterilerden biri “Daha çok
tartışırsınız, bu ülkenin
gençlerine fırsat
vermezseniz..” diye sayıp döktürdü. Ortalık
kızıştı.
Elimdeki gazetenin spor sayfasını açtım, bir
spor yazarı özetle diyordu
ki; sizbirinci sınıf mal varken,
ikinci üçüncü sınıfı satın alır mısınız,
alırsanız düşük kümede oynarsınız, biz
ekranda çok kaliteli futbolcu seyretmek
istiyoruz, Dıgı’türk’e o kadar para
veriyoruz, stadyuma gidiyoruz,
kalite istiyoruz, yabancıysa
yabancı...
Yani birinci sınıf
ithalat talebi... Zaten öyle değil
mi?