Bilimin dünya çapındaki değiştirici ve yenilikçi gücünün hızla arttığını net olarak gözlemlediğimiz 2017’nin dün başladığımız önemli keşif ve gelişmelerden bir demet daha. Türkiye’deki siyasetin toz dumanı içinde boğulmayalım, küremiz nereye gidiyor bakalım. Bu haberleri bilimin seçkin mesleki dergilerinden kısaca derledim...
Atom düzeyinde
hayat
Evrenin ve hayatın hakikati, her türlü maddenin
mikro düzeyinde neler olduğunu anlamaktan geçiyor. İlk mikroskopun
keşfiyle hastalık yapan etkenler, virüsler, bakteriler, hücreler
görüldü ve tıp gerçeklik kazanmaya başladı. Yani insanoğlu aletler
sayesinde “derin” gözlere, kulaklara kavuştu... Tıp’ta
geçen yılın en önemli “alet” keşfi ise “Kryo
Elektron Mikroskop”tu (Cry-EM) ve 3 geliştiricisine Kimya
Nobeli verildi bu yıl.
Peki, ne yapıyor? Eksi 150 derece sıcaklıkta,
biyolojik parçaları, herhangi bir işleme tabi kılmadan, ilk özgün
halleriyle gözlemleme olanağı veriyor. Saydam, en küçük katmanları,
ışık ve elektrik geçirgenlikleri, karmaşık moleküllerin birbiriyle
girdikleri etkileşimler, anahtar proteinlerin çalışmaları
izlenebilir oldu; bugüne kadar gözlenememiş yapıların atomik
çözünürlükleri sayesinde biyokimyasal ve genetik gözlemlere büyük
bir hız kazandırdı. Alzheimer hastalarının beyinlerinde biriken
karmaşık ve plak oluşturan fibrillerin yüksek çözünürlüklü
modelleri bu sayede üretildi vb...
Bakın, CRY-EM daha nelerde devrimci açılımlar
getirecek.
Soyumuz 100 bin yıl daha
geriye
Fas’ta bir mağarada eskiden bulunmuş bazı
kafataslarının yeniden incelenmesiyle, aynı bazılarının tarihi
yeniden belirlendi ve soyumuz Homo sapiens’in ortaya çıkışı 100 yıl
daha geriye, gitti: En az 300-330 bin yıl önceden beri varız! Kim
bilir belki de daha eskiyiz! Şunu da belirtelim, elektron
düzeyindeki incelemeler ve yöntemler geliştikçe, yeni incelemelerle
fosiller üzerindeki bilgiler de değişiyor ve yenileniyor. Yeni
teknolojiler ve yeni yöntemler!
Bir minik aletin büyük
başarısı
Hazır söz yeni teknolojik aletten açılmışken:
Fizikçiler atom altı parçacıkları gözlemleyebilecekleri küçük bir
dedektöre kavuştu ve bu sayede en zor gözlemlenen atom altı
parçacık sayılan nötrinoların saçılımlarını saptadılar ve böylece
bu amaçla kullanılan devasa donanımlara ihtiyaç
kalmadı...
Bu neden önemli? En küçük atom parçacıklarının
nükleer reaksiyonlarda nasıl ortaya çıktığı, dağılıp saçıldığı,
birbirini etkilediği ve bu etkileşim sonucu hangi parçacığın neye
dönüştüğü konusunda önemli bilgi eksikliği giderilebilecek. Neler
oluyor? Özellikle atom altı düzeyde? Evrenin ve hayatın sırları bu
sorularda!
Araştırmalara
açıklık
Bilimsel araştırmaların mesleki bilim
dergilerinde yayımlanması büyük önem taşır. Böylece araştırmalar
bilim dünyasının görüşüne sunulur. Ancak bilimsel araştırmalar
arttıkça, önemli bilim dergilerinde yayımlanmaları uzun zaman
alıyor ve bu da gelişmelerin hızını engelliyor. Fizikçilerin önemli
bir kısmı yıllar önce araştırmalarını anında elektronik arşivlerde
yayımlamaya ve eleştirilere açmaya başlamıştı (yüzde 70’i). Fakat
şimri biyoloji araştırmalarında tutuculuk değişiyor. En eski
yayıncı bioRxiv arşivinde mikrobiyoloji, hücre biyolojisi ve
sinirbilimi araştırmaları boy gösterdi.
ABD ve İngiltere bu araştırmaların paylaşımını
teşvik etmeye yöneldi. Chan Zuckerberg Girişimi, bioRxiv’e büyük
bir yatırım yaptı ve biyolojinin bu en popüler sunucusunu
güçlendirdi. Bazı saygın bilim dergileri, kendisine gönderilen
araştırmaların bir ön versiyonlarının burada yayımlanmasına izin
veriyor.
Şimdi her ay biyoloji-tıp ile ilgili en az 1500
araştırma, öncelikle bioRxiv’de boy gösteriyor. Ama bu alanda
araştırmaların özetlerini yayımlayan veritabanı PubMed’e her ay
kabaca 100 bin yeni makale eklendiğini düşünürsek henüz çok az.
Araştırma ve sonuçlarını çok hızlı ulaşım sayesinde, araştırmalar
da büyük bir ivme kazanacak. Nitelikli dergilerin kurdukları
tekeller de sarsılıyor.
***