Stockholm yolunda uçakta yazıyorum.
Sabah 10’da havanın aydınlandığı akşam da 14.30-15.00 arası havanın
karardığı bir ülkeye yolculuk! Kışın hayat oralarda böyle. Daha
kuzeye çıkarsanız, kış aydınlığını çok daha kısa yaşarsanız. Bizim
için depresif bir durum, ama Kuzey ülkeleri insanları için de öyle.
Tabii yazın tersine dönüyor. İlk kez Finlandiya’ya gittiğimde, bir
restorandan gece 12’de çıktığımızda hava aydınlıktı. Zaten bir ara
sadece alacakaranlık yaşıyorsunuz.
Tabii, bu özel yolculuğun nedeni Aziz
Sancar.
Her yıl ekim ayında açıklanan Nobel ödülleri töreni aralık ayı
başında yapılıyor. Ana tören, 10 Aralık Perşembe
günü İsveç Kraliyet
ailesinin ve önde gelen davetlilerin katılımı ile
yapılacak. Arkasından da yine aynı davetli kitlenin katılımı ile
şaşaalı akşam yemeği var. Erkekler zorunlu olarak fraklı ve
kadınlar gece elbiseli. Kesin kuralları olan şık bir
atmosfer.
Frakımızı Levon Kordonciyan hazırladı. Dört kuşaktır özel giysiler
diken ünlü terzimiz. Dedesi Atatürk’e bir dizi
elbise dikti. Dünyanın ünlü politikacılarına fraklar, smokinler ve
elbiseler dikti. Obama da listesinde var. Yakında Ankara’ya da
hizmet verecek. Harbiye’deki terzihanesinin duvarları bir müze
gibi. Geçen yıl Atatürk’ün giysilerini o günkü kumaşlardan üstelik
bire bir yeniden dikti ve 30’dan fazla elbiseli sergi açtı
Eskişehir’de. Çok sevimli harika bir insan Levon.
Ölçümü almak için kollarıyla şöyle bir kucakladı bedenimi, sonra
askılıktaki fraklardan birini indirip giydirdi. Tam. Ufak tefek
rötuşlarla kiralık frakım hazırdı! Gömleği, pantolonu, papyonu,
yeleği, eldiveni ile. Yanımıza bir de smokin verdi, lazım olur
diye. Dönüşte emanetleri geri vereceğiz!