Kılıçdaroğlu çok eleştirildi,
iktidarın yıkılmasının önündeki tek engel Kemal Bey dendi, insafsız
davranıldı. Beyaz Türklerce, Dersimli, Alevi, partiyi de kendisine
benzetti diye saldırıya uğradı. Bu tip gerekçelendirilmeyen
eleştirilere katılmadım, ama eleştirilerimi nesnel ve politik
temelde yapıyorum. Kılıçdaroğlu politikalarının, ister iç ve dış
gündeme ilişkin, ister parti içi ve birlikte çalıştığı kişiler
açısından olsun, şüphesiz ki eleştirilecek çok yönü var. Parti içi
birleştirici ve kapsayıcı olmayan bazı tutumları da sorgulanabilir,
fos çıkan yardımcılarını neden iyi seçemediği de...
Büyük bir farkındalık yaratan Adalet Yürüyüşü’nü
bir kenara bırakalım... Bu belirli kesimleri adalet bayrağı altında
topladı, ama pahalılık ve daha pek çok ülkenin temel meseleleri
üzerinde tekrarlanabilecek pek çok konuda böyle bayraklar açamadı
parti. Pahalılık, borç batağı vb. başka büyük bayraklar altında
halkın başka kesimleri toplanabilir ve farkındalıklar
yaratılabilirdi.
Fakat bazı ana politikalar var ki, bugünü hazırladı. Bugün
bunlardan bahsedeceğim. İYİ Parti işbirliği
Bunlardan en önemlisi İYİ Parti politikasıdır; 15 milletvekilini
İYİ Parti’ye vererek hem Meclis’te grup kurmasına hem de parti
olarak iyice ortaya çıkmasına önemli katkı sağladı. Sonraki
seçimlerde böylece ittifakın da temeli atılmış oldu. İyi Parti
gelişmeli. Bu, CHP’nin kendi politikalarını da rahatlatır, kendisi
olmasını sağlar...
Türkiye’nin İyi Parti gibi siyasal kurumlara ihtiyacı var. Nedeni
için AKP öncesi döneme bakın. İki, 2.5 parti teorileri çok
tehlikelidir ve değirmenin suyu hep sağ partiler için akar.
Türkiye için koalisyonlar, en demokratik
yapılardır. İyi kurulduğunda sahip olduğu geniş taban
temsiliyetinden aldığı güç ve destekle, parti değil ülke çıkarına
ve geleceğine yönelik programlarla ülkeyi uçurabi...