Evet, seçimler biter bitmez önümüze konan mama “yeni anayasa” diye başkanlık sistemi. Ve topa ilk giren HDP’liler... Pazarlık nereye gider?
Türkiye’nin tartışılması gereken tonla hayati sorunu varken önümüze RTE’nin bitmek bilmez başkanlık sorunu kondu. Hadi tartışın! Tabii iktidar şöyle düşünüyor:“Tonla sorunu çözeriz, bunların nasıl çözüleceğini size soracak değiliz ama kendibaşıma çözemediğim sorun başkanlık sistemidir, bunu tartışın ve çözmeme yardımcı olun..”
Bu tutumu tanıyoruz, iktidar 13 yıl boyunca hemen hiçbir şeyi toplumla tartışmadı; her zaman yasa tasarısı olarak geldi veya hükümet kararı olarak uygulandı. Katılımcılığın, demokrasiciliğin zerresiyle tanışmadık.
Bu notu düştükten sonra, yeni anayasaya bakalım. AKP’liler diyor ki bu cunta anayasası ile yaşayamayız.. Neden, 13 yıldır, bu cunta anayasasının aslında değiştirilmesi gereken cuntacı maddelerine sarılan ve sivil otoriter bir rejim kuran sizsiniz. Cunta anayasasının değişmeyen çok az maddesi kaldı, 1999’da bu anayasanın, belki de yüzü aşkın en önemli maddesi demokratikleştirildi! Siz orada yoktunuz! Sizin zamanınızda ise cunta anayasasının kalan bölümlerine sarılan da siz oldunuz!
Mesela Kenan Evren için planlanan devlet başkanına verilen aşırı yetkiler! RTE’nin Kenan Evren yönetimi/yetkileriyle donatılmasından hiçbirinizin şikâyeti yok! Siyasi partiler yasası, yüzde 10 barajı, YÖK vb.. Tepe tepe hepsini kullanıyorsunuz! Gelin bunları değiştirelim dendiğinde, poponuzu dönüyorsunuz...
Bu yetkiler yetmiyor “devlet başkanı”na... Kenan Evren’in bile mutlak tek adamlığı için cesaret edemediğinin daha ötesine geçmek istiyorsunuz... Yeni anayasa dediğiniz bu. Dünyanın belki de hiçbir yerinde olmayan, “Türkiye’ye özgü” bir başkanlık sistemi...