York Üniversitesi ekonomi bölümünden Profesör
Dr. Gülçin Özkan’ın dünyada başkanlık
rejimlerini ve parlamenter demokratik sistemleri ekonomiye etkileri
açısından inceleyen önemli bir araştırması var. Bu araştırmada 85
ülke, başka bir İngiliz profesörün benzer araştırmasında da 119
ülke inceleniyor. Az buz değil!
Dünyada başkanlık rejiminin tek istikrarlı olduğu ülke ABD. Ama bu
ülkede Başkanlık Rejimi, keskin güçler
ayrılığına dayanıyor.
Hani Burhan Kuzu’nun
“orada başkanın yetkisi mi var” diyerek alay ettiği sistem! ABD
sistemi ile bize sunulan sistemin bir ilişkisi yok!
Bizimki “yerli” ve “milli”, yani sapına kadar otoriter, adeta
denetimsiz, az gelişmiş ülkelerin başkanlıklarıyla aynı özelliklere
sahip, tek adam sistemi!
İstikrarsızlığı neden teşvik ediyor?
Sonuçlara göre, dünyadaki “başkanlık sistemleri” istikrarsızlık
yaratıyor. Şüphesiz bunların yanında, Fransa ve Finlandiya gibi,
istikrarlı ve demokratik işleyişe sahip karma
sistemler de var.
Gülçin Özkan “demokratik kurumlara, sivil muhalefete, medyaya
da bakıyor ” ve adı geçen bu kurumlar “ne kadar zayıfsa,
kapsayıcı kurumlar ve hukukun üstünlüğü ne kadar
eksikse, başkanlık rejimlerinin ekonomik sonuçları,parlamenter
rejimlere göre o kadar olumsuz” diyor.
Peki, bize de dayatılan başkanlık sistemleri
neden istikrarsızlık yaratıyor?
“1) Başkanlık seçimlerinde kazanan ve kaybedenlerin keskin
olması, kazançların ve kayıpların başkanın görev süresince
devam etmesinin yarattığı istikrarsızlık;
2) hem başkan hem de Meclis’in meşruiyet iddiası ve bu ikisi
arasındaki potansiyel sürtüşme;
3) başkanlık süresinin sabit olmasının yarattığı katılık”
ve
4) sistemin başkana verdiği büyük güç ve misyonun, seçmenden alınan
sınırlı desteğe dayanması. Yani seçmenlerin diyelim sadece yüzde
50’sine dayanan büyük bir güç. Diğer yüzde 50’nin karşı
çıktığı...