Eğer Atatürk Havalimanı’ndaki terörü yapanların kimlikleri değişmezse, iktidarın IŞİD sevdalı politikasına kesin son nokta kondu... Epey önce konmuştu da, AKP içindeki çağdaş uygarlığa karşı IŞİD’ci kafaların buna uyum sağlaması zaman alacak... İsrail, Rusya politikalarına geri dönüldü. Putin, özür dileyince, RTE’yi düştüğü yalnızlık çukurundan tutup çıkardı. ABD ile de daha sıcak ilişkiler kuracaklardır. Mısır’la yeni süreç başladı… Esad ile el bile sıkışılacaktır!
Eyy Rusyaaa! Eyy Sisiiii! Eyy Amerikaaa! Eyy AB! Eyy bebek katili İsrail!.. gibi üst perdeden politikaların sonu... Bunların bir kısmı kısık sesle dile getirilebilir henüz.
Başka? Müslüman Kardeşler’i (İhvan) Ortadoğu ülkelerinde iktidar yapma politikası sona erdi. Mısır’da, Suriye’de, diğer ülkelerde...
Bu politika, AKP’yi sürekli iktidarda tutmanın bir çimentosu olduğu kadar, RTE’yi de“Müslüman dünya”nın, yani “Ümmet”in lideri yapma içerikliydi.
Bunların da hepsi bitti..
Esas sona eren nedir derseniz...
Ata’nın büyük öngörülü politikası “Yurtta barış, dünyada barış”ı pasif bularak reddeden ve bunun yerine geçirilen sözde “aktif barış” politikası. Aslında buna “pasif savaş”, isteyen ise “aktif savaş” politikası da diyebilir. Atatürk’ün politikası bunlara az geliyordu, bu politika Türkiye’yi süper devlet-ülke, bölge lideri, Müslüman dünyanın baştacı ülke ve dünyada yıldızı parlayan ülke yapamazdı...
Davutoğlu (erken göçtü) ve RTE ikilisi, ancak aktif müdahale ve gerekirse savaş politikası ile buna ulaşabileceklerine inanıyordu!
Bu politikalarına zemin hazırlayan en önemli ortam ise, Türkiye’ye 2005 2012 döneminde, dünyanın dolarizasyonu, dünyayı kasıp kavuran büyük ekonomik kriz sayesinde dünyadaki müthiş dolar istilası oldu. Trilyonlar aktı ülkeye. Bu dış kaynaklar, büyük bir istikrar kazandırdı AKP’ye... “Bu adamlar bu işi biliyorlar” kararlılığı yarattı seçmende.