Yıllardır seçimleri zamanında yapmakla övünüp duran
Cumhurbaşkanı, erken seçim bile değil baskın seçim kararı alıyorsa,
seçimlerin 2019 Kasımı’na kaldığı takdirde iktidardan düşme
riskinin çok büyük olduğunu gördü demektir. Böylece kurduğu
kâğıttan efsaneyi bizzat kendisi çökertti. Kendisini iktidarda
tutan ekonomik durum giderek kendisini iktidardan düşürecek bir
niteliğe dönüşüyordu.
Demek ki neymiş: İktidarlar kendileri için en uygun zamanda seçime
giderler.
Piyasa erken seçim kararını aslında bekliyordu. Ekonomi yorumcuları
son 8-10 aydır alınan tüm ekonomik önlemlerin erken seçime işaret
ettiğini belirtiyordu.. İki kat bütçe açığı ve bol para
saçma-pompalama, vergi, prim ertelemeleri vb.. Belediye
başkanlarını değiştirme... ‘Bir iki liranın hesabını
yapıyorum’
AKP, ekonomik olarak Türkiye’yi soktuğu çıkmazların faturasının
daha ağırlaşmasını beklemeden seçime gidiyor.
Dün bir kurumun ulaşımında çalışanla konuşuyorum: Eşi ve kendisi
çalışıyor, 3500 TL kazanıyorlar; kızı lisede, ev kirada; “İki
yıldır, ihtiyacımız olan yiyecekleri en ucuz marketten almak için
çalışıyoruz. Salça iki katı arttı, teneke yağ 3 kat ve her şey çok
pahalandı. 1-2 lira nerede daha ucuz arıyoruz... Eti yarı yarıya
azalttık. Bu duruma düştük”...
Evet, işsizlik ve aile bütçesindeki gerçek pahalılık, ücretlerin
sürekli geride kalması, Türkiye’yi bunalttı. Bir yazarımız dün
“Bugün depoyu doldurdum, benzin 6.11 TL, depo 400 TL’ye doluyor.
Çim tohumu aldım. Geçen sene 80 TL verdiğim tohuma bu sene 150 TL
verdim” diyordu. Dağların borcu
Yaratılan “ekonomi e...