RTE’nin ‘Dava’sı ve Muharrem İnce’nin onarım manifestosu
üzerine
Cumhurbaşkanı AKP milletvekilleri ile bir veda iftarı yaptı.
Konuşmasına baktım, en önemli iki noktası vardı: 1) Yeni gelecek
milletvekillerinin bir dava uğruna mücadele ettiklerini bilmeleri
gerektiğini ve 2) Meclis’in ikinci kurucu meclis görevini
üstlendiğini söylemesi...
Birinci Meclis ülkeyi kurtardı, ülke kurdu, devlet kurdu, ulus
oluşturdu, medeni hukuku kurdu, Cumhuriyeti kurdu, yurttaşlığı
kurdu, dünyada Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
Peki görevi biten Meclis neyi kurdu?
Türkiye mi işgal edildi ve ortadan kaldırıldı, ikinci kurtuluş
savaşı verdik de düşmanı denize mi döktük, ülkeyi yeniden geri
kazandık da haberimiz mi olmadı?
Birinci Meclis başbakandı, cumhurbaşkanıydı, demokrasiydi, her
şeydi.
Şimdiki Meclis’in ise ne başbakanı ne cumhurbaşkanı ne bakanları ne
demokrasisi var... Üstelik denetleme yetkisi de yasa yapma yetkisi
de önemli atama yapma yetkisi de tırpanlandı. Meclis, kendi kendini
yarıladı bile denebilir. Ülke ile davası var
“Dava” lafını Cumhurbaşkanı ilk kez etmiyor, geriye doğru gidin,
kritik zamanların hemen hepsinde bir “dava” lafı var. Dava nedir?
Davaya baş konur, beden konur, kefen giyilir, korkulmaz..
Cumhurbaşkanı tüm bunları dile getirmiştir.
Allah aşkına, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmek için aday olanların
“nasıl bir kişisel, grupsal, partisel davası” olur? Geleceksiniz,
yöneteceksiniz, gideceksiniz, başkası gelecek. Arkanızda bu ülke ve
insanlar için yaptığınız güzel şeyler varsa bunlarla
anılacaksınız...
Görevini bitirmekte olan Meclis’teki milletveki...