Tabii Trump’tan bahsediyorum. Bağımsız
olamamış, birbirlerini yemek, öldürmek, boğazını kesmek, bombalarla
öldürmekle yüzyıllarını geçirmiş ve sonunda yoksul ve Batı’nın
uşağı olarak kalmış İslam dünyasını, her fırsatta birbirine
kırdırmanın sonu gelmeyecek gibi.
Şu Kudüs meselesine bakın.
ABD, mesela bölgenin iki önemli gücü Suudileri, Mısır’ı kanatları
altına almasa ve onları bağlamasa, Kudüs’ü İsrail’in başkenti
olarak tanıdığını açıklayabilir miydi?
Bu epey bir süredir Trump ile Amerikalı Yahudilerin pişirdikleri
bir yemek. Ve vaat, taa seçim öncesi kampanyaya kadar gidiyor.
Üstüne üstlük Yahudi bir damat... Amerika’nın güçlü adalet
sisteminin ağlarını Trump üzerinde adım adım ördüğü bir
zamanda..
Yemeği Suudilerle birlikte pişirdiler. Trump bölgeye satacağı
birkaç yüz milyar dolarlık silah anlaşmasını imzalarken Suudi
kılıçlarından kurulan tak’ın altından Arap dansözleri gibi kalça
kıvırtarak mı geçiyordu?
Bu sadece silah satışı değildi. Aynı zamanda Suudilerin Kudüs’ü de
ABD = İsrail’e satış anlaşmasıydı.
Silah almak bir ülke bağımlılığıdır. Pat diye kesiverirler
teslimatı. Bunun için daha baştan eğilir poponu dönersin bu kadar
büyük anlaşmayı yaparken.
O kadarcık mı? Sürekli savaş cehennemi
Hayır tabii ki.. Bu silahlar ve Kudüs teslimatı, aynı zamanda,
Ortadoğu’yu sürekli bir savaş cehennemi içinde tutmaya
yönelikti.
İran’a uzanan bir ateş yolu. Suudi - Trump ittifakı tam olarak
şöyle: Washington - Riyad - Kudüs.
Trump, Obama’nın İran ile yaptığı nükleer silah
anlaşmasını tanımadığını açıkladı. Cehennemin bu yeni komutanı,
İran’a yeni amb...