Çağdaş mısın? Bekledim ki bu sorum karşısında kıvıracak, tabii
ki diyecek... Ama hiç öyle olmadı, hayır Müslümanım ben, demez
mi?
Konu, liseli gençliğin bir pankartı. Gençler Gestapo rolüne
bürünmüş imam hatipli olduğu söylenen müdürlerinin yönetimine
hitaben “Yandaş değil, çağdaş idare istiyoruz” diye yazmış.
Bizimki demez mi ki, “Bak çağdaş diyorlar ve kendi anlayışlarını
tüm topluma dayatıyorlar; Batı kültürü bu, burası Müslüman ülke,
Müslüman bir yönetim var... Artık çağdaşlık mağdaşlık...”
Ağzım açık dinliyorum, “Kardeşim masum bir şey istiyorlar çağdaş
bir idare, ne var bunda?”
Yanıt: “Çağdaş, yani içki içen bir müdür istiyorlar, biz özümüze
döneceğiz...”
“Sen çağdaş değil misin?”
“Hayır ben Müslümanım...”
Yani IŞİD misin?
Dilimin ucuna geldi ama söylemedim. AKP tipi Müslümanlık çağdaş
değil ve olamaz. Fetva öyle. Çağdaşlıktan nefret eden bir tip ve
anlayış partinin içinde kök salmış. Çünkü adam partinin yönetim
kadrosunda... Haa bir de, yandaş sivil toplum kuruluşlarının
temsilcisiymiş.
İnsanda bir düşünce kırıntısı olur. Ama sıfır. Çağdaşlık kavramı
üzerine bile tartışılabilecek konumda değiliz. Çağdaşlık Batılı ve
içki içmek demek... Tüm beyninden yumurtladığı bu kadar.
Ama bir düşünse çağdaş nedir diye, Batılı gibi bir hayat tarzı
yaşadığını görecek. Cep telefonunu kullanıyor, sosyal medyadan twit
atmasını biliyor. Kimbilir, Instagram’ı da vardır! Televizyonun en
âlâsı evinde. AVM’lerden eksik olmuyordur. Dahası Victoria
Secret’in iç gıcıklayıcı vitrinlerinin önünden birkaç kez
geçiyordur...
Batı çağdaşlığının simgeleri olan her şeyle haşır neşir. İnternet
desen gırla. Güzel lokantalara gidip yemek falan da yiyordur.
Kravat da takıyor! Şaraba benzer içkisini de yudumluyor!
Harcamalarının pek çoğu Batı malı. Uçağa biniyor, metro falan...
Müthiş bir Batı çağdaşlığının tüketicisi, adeta kölesi, tüm
Müslüman ülkeleri ve insanları gibi.