Uzun zamandır yazmak istediğim bir konu...
dini cemaatler, tarikatlar ve benzerleri... Şüphesiz ki
yurttaşların çok çok azınlığını kendi ağlarının içine düşürebilmiş
durumdalar, ama mali kaynakları muazzam... Şüphesiz içinde din
felsefesi olarak tanrıyı ve ona varış yolunu ciddi olarak tartışan,
anlamaya çalışan, fikir yürüten pek çok insan
var.
Mesela, “taksi
şoförlüğü” yapan, beni gördükçe hemen
arabasına alan Rizeli “medrese
tahsili” görmüş dostum onlardan biri.
Bilgili, fanatik değil, görmüş geçirmiş, “el
almış”, mantık üzerinden düşüncelerini kurgulama ustası.
Birbirimize hep saygılı kaldık.
Sözüm onlara değil. Bu azınlığın da azınlığı
insanlar, varlığın nedenini anlamak için çaba sarf ediyorlar ve
kendi yollarından gidiyorlar: Mesela şoförlük yaparak...
Cemaat: Para, iktidar ve insanları
ötekileştirme
Cemaat tipi dini örgütlenmelerin bence hiçbiri
bir sivil toplum örgütü değildir. Hiçbir zaman da
olmadılar.
Hemen hepsinde, en azından üyeleri ve önde
gelenleri arasında, güçlü bir “kadın
düşmanlığı” vardır. Bu düşmanlık, kadını
bizlerle eşit bir varlık olarak görmez: Kadın baştan sona cinsel
bir objedir... Varlıkları adeta bu histeri üzerinde şekillenir.
Cinsellik “ayıp”tır, “günah”tır.
Kadın bir günah işleme aracıdır... Kadın tamamen örtünmelidir. Ama
bunu savunan “kültür
birikiminden” nasibi almamış ilkel
yaratıklar, gece “günah
aracı” karısıyla yan yana
yatar.
Baktığınızda cemaatçi bu köktendinci
fanatiklerin (IŞİD kafasıyla hemen ilişki kurmanızda hiç sakınca
yok), iktidarlarını esas kadın üzerinden toplumsal olarak inşa
etmeye çalışırlar. Kadını yok sayarak, bastırarak, aşağılayarak ve
bir köle statüsüne sokarak
yükseleceklerdir.
Sadece “sivil
alanda” olsa...