Önce şu saptamayı yapalım: İktidar
ateşten gömlektir... Kapasitesi
genişletilemeyen ve üretici kılınamayan, gelir eşitsizliği giderek
artan bir ekonomi ve milletin refah düzeyinin artması için büyük
talebi... Türkiye’nin içinde ve dışında büyük siyasi iç ve dış
gerilimler...
İkinci saptama: Türkiye hâlâ bir “RTE
siyasi darbesi”ni yaşıyor. Anayasayı
istemediği zaman askıya alan, seçim öncesi de bekleme odası
çöplüğüne atan Muktedir’in, egemenliği sürüyor: Anayasaya aykırı
bir dizi yasa işlerlikte. Muktedir’e bağlı sulh ceza hâkimlikleri
yürürlükte. Düzeltilmesi, ayıklanması ve ayakları üzerine yeniden
oturtulması gereken bir yargı ve adalet sistemi. Anayasal
özgürlüklerin yürürlüğe sokulması. Eğitimi imam hatipleştirmeye son
verilmesi, 4+4+4’ün ve YÖK’ün kaldırılması, üniversiteler üzerinde
siyaset zincirinin kırılması, seçim barajının lağvı, siyasi ahlak
yasası vb...
Türkiye’nin demokratik gelişiminin önünün açılması... Kürt siyasi
hareketinin demokratik düzene eklemlenmesi ve PKK’nin silahlı
vesayetine son verilmesi...
‘Önemli olan fareyi yakalamak’
Bunları gerçekleştirecek her türlü
hükümetin önü açılmalı. Bu
ister CHP-AKP koalisyonu olsun. Önemli olan “fareyi
yakalamak”tır. Kedinin siyah veya beyaz olmasının önemi yoktur.
Yani her araç, bu amaçlara varmak için kullanılır.
Koalisyon,böyle bir araç
olacaksa, bunu yapacakların kimlikleri açıkçası beni
ilgilendirmiyor.“AKP-CHP koalisyonunu emperyalizm, büyük
sermaye, şu veya bu dayatıyor”söylemleri de boş laflar olarak
asılı kalır.