Yine döndük yüksek siyasete, bir sari hastalık gibi bu, oysa
değişik gündem planlamıştım!.. Ama okurun gözü ne oluyor’da!
Dün ilk koalisyon görüşmesi yapıldı. Partiler bu kez dolaysız görüş
aldılar verdiler. Bunlar şüphesiz ham görüşler. Daha önce bilinen
tutumların birbirine iletilmesi.. ne kadar bunların içine girildi..
Koalisyon görüşmeleri sürerken şüphesiz ki partiler “müktesebat”
üzerinde arka planda çalışmalarını sürdürecekler.. Olabilecekler,
olamayacaklar...
Önce şu saptamayı yapalım: CHP koalisyon kurma
eğiliminde.
Tabii bu kayıtsız şartsız değil. Tereddütler var, kaygılar ve güven
eksikliği var. Koalisyonun CHP’ye ne getirip götüreceği, ne süreli
olabileceği, erken seçimin gündeme gelip gelmeyeceği, halka verdiği
sözlerden ne kadarını ne derece gerçekleştirebileceği.. bütün
bunları hesap edecekler ve kararlarını verecekler. Bunlar birinci
derecede partiyi ilgilendiren noktalar.
Koalisyona girip de itibar ve puan kaybedecek bir durumda
kalırlarsa.. öncelikle parti yönetiminin düşünmesi gereken bir
açıdır. Puan kaybederler, yönetim düşer vb.
Bir de Türkiye’yi ilgilendiren açı
var!
Parti dışındaki insanlar için bu açı daha çok ilgi alanımızda
olmalı diye
düşünüyorum: CHPAKP koalisyonu
Türkiye’ye ne kazandırır? CHP’nin
koalisyona girmekle ülkeye kazandıracakları ile yaşadığımız
karanlıklardan ne kadar sıyrılabileceğimizle ilgilensek?
Daha önceki bir yazımda belirtmiştim: partiler birer
araç, iyi şeyler yapabilmeleri için.
Partiler birer “kedi”, ortalıkta dolaşan onlarca “fare”yi
yakalayabilmek için..
Örneğin rejimin taşları daha çok yerli yerine oturtulabilir,
“parlamenter sistem” daha iyi çalışabilir mi? Anayasal hak ve
özgürlükler gerçekten hayat bulur mu? Seçim barajı düşürülür mü?
Hukuk işletilebilir, yargı siyasal güdümden kurtulabilir
mi?
Böyle bir koalisyonun bile, parlamenter ve anayasal demokrasiyi tam
işletebileceğini düşünmeyin. Türkiye’de bu hiçbir zaman olmamıştır,
ki bir adımda olsun. Ama oyöne doğru
güçlü bir adımın atılmasına tanık olabilir
miyiz?