Yerel seçimlere gidiyoruz ya, CHP için önemli bir dönemeç daha.
Yönetim için ya herro ya merro mu olacak, bilinmez tabii ki. Ama
şüphesiz ki geçmiş yerel seçim sonuçlarıyla martta yapılacak yerel
seçim sonuçları karşılaştırılacak ve “başarı” böyle ölçülecek:
Kayıp mı kazanç mı?..
Ama mesele yüzde 3-5 oy daha çok aldık, 3-5 belediye daha kazandık
veya aynı oranda kaybettik sonucundan çok daha öte bir anlama
sahip.. Artık bunlar önemini yitirdi.
Türkiye dibe vurdu, büyük bir kriz sürecine girdi, bakmayın siz
iktidarın yüksekten atmalarına, seçmenlerini karşı, “saldırıyı
püskürttük, toparlanıyor ülke, yarın tamam” sürekli söylemleriyle
tutmaya çalışıyor. Oysa yoksullaşma çok hızlı seyrediyor. Yolumuzu
çeviren çevirene..
İktidar öyle bir durumda ki İş Bankası ve iştiraklerine göz koydu,
onları portföyüne katmak için acele ediyor, 17 milyar doların
üzerinde bir varlıktan söz ediyoruz.. iktidar amansız ve insafsız;
miras hukuku tanımaz, vasiyet bilmez ve yıkar geçer anlayışında..
Kriz döneminde odak olamamak
Tamam CHP yönetimi buna karşı bir eylem planı hazırlığında. Ama bu
başka bir mesele, millet daha çok, CHP verse ne olur havasında,
utanmaz köşelerde de bu anlayış pompalanıyor. CHP bu konuda teslim
olmaya zorlanıyor, sözde CHP ezber bozsun bir de başka türlü yapsın
havalarında!
Ama yine de Türkiye’nin meselesi bunun ötesinde.. Okurlar soruyor:
Şimdi bu kriz koşullarında bile CHP bir odak olamıyorsa, o zaman
politikalarda çok temel bir sorun olduğu gözükmüyor mu?
CHP’nin temel politikası yıllardır değişmiyor: Seçmenler belli,
bizim büyümemiz için AKP seçmeninden oy almamız gerek, bu durumda
AKP seçmeninin hoşuna gidecek politikalar izlemeliyiz. Bu politika
çok net bir şekilde ge...