Emine Bulut’un “yaşamak
istiyorum” çağrısı ve cinayetin videosu ülkeyi ayağa kaldırdı.
Cumhurbaşkanı bile açıklama yaptı. Medya ve sosyal medya haklı
olarak yıkılıyor.
Fakat yine de beni rahatsız eden bir şeyler var.
Cinayet cinayettir.
Şüphesiz işleniş biçimi tüyleri diken diken edebilir, katilin hangi
azman ve dizginlenemez vahşi duygulara sahip olduğunu görüp
tepkimizi birkaç misli artırabiliriz.
Mesela “vahşice..” lafı beni bunaltıyor. Bir kadının öldürülmesi
sadece “vahşice” lafıyla manşetlere çıkıyor ve ülke çapında
konuşuluyorsa, bunun gerisinde belki şu düşüncenin ipuçları
sırıtıyor gibi. “Öldüreceksen bile adam gibi, efendice öldür..”
Nitekim yılda 400 kadar kadın cinayetinin büyük çoğunluğunu,
gazetelerin üçüncü sayfalarında bir günlük ömür ile yolcu ettik.
Yardım mı, çekim mi önemli
Olayın bir de “seyirlik” yönü var ki, insanı derinden
tırmalıyor.
Mesela olayın videoları.
Anne Fadime Bulut, cinayet işlenirken insanların
yardım yapmak yerine cep telefonuyla kamera çekimi yapmalarına
veryansın ediyor ve “Çocuğum orada çırpınırken nasıl oluyor da
yardım yapacaklarına çekim yapıyorlar, 10 yaşındaki torunum
‘anneanne ben yardım çağırın diye bağırıyorum, onlar çekim
yapıyorlar’ diyor.”
Bu olay, intihar etmek için dama çıkan birine “atla atla” diye
tezahürat yapmaya benzer.
Elinde cep telefonu ile hayatının videosunu çekme fırsatı yakaladım
diye düşünen insan da, tercihini aslında cinayetin gerçekleşmesi
yönünde kullanmış olma...