Korku, ilkel beynimizin ürünüdür; oradaki amigdala, korkunun
merkezidir.
İnsanın varoluşsal davranışlarını kontrol eder, büyük bir savunma
mekanizmasıdır, hayatınız tehlikeye girdiğinde onun etkisi altına
girersiniz, sizin kontrolünüz dışında eylemler yapmanıza neden
olur.
Kaybetmenin derin korkusu da böyledir. İnsanı
kültürel - toplumsal ilişkiler içinde varlık olmaktan çıkarır.
İlkel dürtü, endişe, korkularının egemenliğine sokar. Gözün hiçbir
şey görmez, tek noktaya, kaybedeceğin noktasına odaklanırsın.
Cinayetlere kadar varan saçmalıklar yaptırtır sana kaybetme
korkusu.
İktidar tek birey
Sanmayın ki bireyden
bahsediyorum.
İktidar ve kadroları söz konusu.
Diyeceksiniz ki iktidar birey mi.
Yanıtım, evet; tek birey. Kaftancıoğlu’nun adını
anımsamadığı bakan demedi mi ki “Ben akıllıyım, arkamızda
Erdoğan var.” Hepsinin arkasında Erdoğan’ın aklı
var.
İktidar kadroları panik içinde.
İktidarı kaybetme derin korkusu, kendilerine siyaseten bile
olmayacak işleri yaptırıyor.
Mesela Trabzonlulara Pontus diyor.
Amaçları Ekrem Bey’i aşağılamak, onu “Rumlarla
özdeşleştirerek” oy verilmesini engellemek. Rumlara küfür ederek
ırkçılık yaparak ayrıca. Ekrem Bey Trabzonlu, dolayısıyla
Trabzonlular ayağa kalkıyor.