Bir süredir Hürriyet ile iktidarın liderleri arasında açık
bir “çatışma” yaşanıyor. Bu ülkenin birliğini ve
beraberliğini temsil etmekle yükümlü, sözde tarafsız ve partisiz
Cumhurbaşkanı RTE ile AKP liderliğine ve
başbakanlığa atadığı Davutoğlu, Hürriyet’in
haberciliğine, manşetlerine, konuları verişine veryansın ediyor...
Miting alanlarında seçim malzemesi yapıyor, seçmen kitlesini
Hürriyet’e, nesnel gazeteciliğe, basın özgürlüğüne karşı adeta
kıştırtıyor; her zamanki gibi kamplaşma yaratmaya, nefret ekmeye ve
bunlardan sandık oyu yaratmaya çalışıyor...
Tabii iktidara yapışık bazı basılı kâğıt parçalarının da, bu
kampanyaya “paralel”Doğan Medya’ya karşı aşağılık yayınlarını
izliyoruz. Onlar zaten tam bunun için varlar.
Hürriyet de birinci sayfa yazılarıyla, sadece gazetecilik
yaptıklarını iktidarın bu liderlerine anlatma uğraşı
içinde...
Sadece bu görüntü bile, ülkemizde medyanın iktidarca tam bir
çukurun içine itildiğinin ve basın özgürlüğünün sıfırı tükettiğinin
net fotoğrafıdır.
Bir iktidar üstelik kendisi ile de ilişki içinde olmayan bir
manşete nasıl karışır, o manşetin nasıl atılması gerektiği
konusunda fikir beyan eder, gazeteye saldırır? Bu sansür bile
değil, tam bir yok etme politikasıdır...