Doğan Kuban Hoca’nın, İstanbul’un yaşanmaz bir
çöküntü kente dönüştüğü konusunda ortaya attığı teorinin üzerinden
15 yıla yakın zaman geçti. O zamanki dergimiz Cumhuriyet Bilim
Teknoloji’nin kapak konusuydu. Kuban çok sayıda yazı daha kaleme
aldı İstanbul’un çöküşü üzerine... Ki o zamanlar henüz İstanbul’un
dört bir yanı böylesine ucubelerle donatılmamıştı, ama trafik denen
bela nedeniyle bir yerden bir yere gitmek yine mümkün değildi.
Aradaki tek fark, trafiğin bugün kentin hemen her noktasında
neredeyse geçişe izin vermiyor olmasıdır.
Bugünden o güne baktığımızda, büyük bir öngörünün gerçekleştiğini
görüyoruz. 15 yıl önce biz “Şu metro yapılsa bu çökme
gerçekleşmeyebilir” düşüncesindeydik. Metro yapıldı, yapılıyor..
daha neler neler. Avrasya Tüneli’ymiş, üçüncü köprüymüş.. yeni
yollar, viyadükler... Bu iktidarın yapmakla övündüğü artık yüz
milyar mertebesine ulaşan “büyük” projeler gerçekleşti, ama
İstanbul bütün bunların sonucu daha da yaşanmaz hale geldi.
İstanbul’un yerleşmeye açılmayan tek bir noktası yok.
Tüm deprem alanlarını ve bu bağlamda da insanların yaşam alanlarını
yağmaladı Büyükşehir Belediyesi ve merkezi hükümet!
Binlerce insanı tek bir ucubenin içindeki hücrelere tıkan aşağılık
beton yaratıklar dört bir tarafı sardı.
Ve bu insanlara “modern yaşam” olarak sunuluyor. Dünyada
İstanbul
Bakıyorum en çok cinayet işlenen kentler arasında 10. sıraya
yükselmiş bu kent.
“İstanbul en kötü trafiğe sahip 10 şehir arasında, yolda öfke
(trafik canavarı) puanlar...