Diyeceksiniz ki: “Abartma, dünya tarihinin hiçbir dönemi, 8 milyar nüfusa rağmen bu kadar bol gıda, sağlıkta müthiş gelişmeler, iletişim ve seyahat olanağı, çok daha iyi barınma, kişi başına düşen milli gelir, refah, patlayan mutluluk endeksleri, daha iyi eğitim koşulları vb. yaşamamıştı, uzayan ömürler, ne bu karamsarlık? Kapitalizm azınlık için cennet, azınlığın altında büyük kesim için çok daha iyi yaşam olanakları yarattı.”
Evet tüm bunları savunan ünlü yazarlar ve bilim insanları var.
Yukarıdakilere şunları ekleyebilirsiniz: “Bilim ve teknolojide müthiş gelişme, uzayın fethi için büyük atılımlar, Mars ve Ay üzerinde insan yaşam olanaklarında ileri adımlar, milyarlarca yıl öteden görüntüler, bilgiler getiren dev teleskoplar... Hastalıklarla, salgınlarla büyük mücadele...”
Sayın sayabildiğiniz kadar.
Bunların hepsi gerçek...
Bu gerçeklerin gölgesinde arkada kalan ise tüm saydıklarımıza diyelim ki en az iki milyar insan ulaşamıyor ya da çok azına ulaşabiliyor. Yoksulluklardan kaynaklanan büyük insani krizler yaşanıyor. Hepsinden bir avuç dolar milyarderi insan yararlanıyor.
Kapitalizmin/emperyalizmin zaferi mi?
Şimdi bu söylemin diğer yüzüne bakalım: Müthiş bir finans kapital temerküzü var, şüphesiz azınlığın elinde. Hükmeden bu, siyaseti ve iktidarları güdüleyen de. Sadece bu kadar mı? Toplumu da değiştiriyor:
Para her yerde hüküm sürüyor.