Reşat Petek, imam hatip mezunu, Birinci Sınıf Cumhuriyet Savcılığından 1999’da emekli olduktan sonra kendisini, özellikle sahte belgelerle ve siyasi amaçlarla açılmış olan Balyoz ve Ergenekon davalarının, emekli olduğu titrine uygun Birinci Sınıf Savunucusu olarak ekranlarda görmeye başladık.
Davalar sürerken, Balyoz ve Ergenekon tartışmalarının yapıldığı dönemlerde sık sık karşı karşıya geldik. O, bu davaların ne kadar doğru olduğunu dibine kadar savunur, “Gülen Cemaati”ne toz kondurmazdı. Ekranlarda “Ergenekon taraftarlarının parlamentodaki uzantıları tarafından çete olarak nitelendiriliyor” diyordu!
Neler neler.. birileri ekranlarda söyledikleri üzerine bir kitapçık hazırlasa!
FETÖ’yü savunanların FETÖ’den çıkarı yok muydu? En azından, iktidar gücünü elinde tuttuğu için, köstek yerine destek, pışpışlama falan? Maddiyatı bir kenara bırakıyorum.
En büyük başarı: 1967 makbuzu
Ekranlarda yıllar süren ve bu davaların ne kadar doğru, haklı ve içeri atılanların nasıl da darbeci olduklarına ilişkin beyin yıkama faaliyetlerindeki üstün başarıları nedeniyle olsa gerek, milletvekili seçildi.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Meclis’te ite kaka ve muhalefetin ısrarıyla kurulan araştırma komisyonunun başkanlığına getirilince, anlaşıldı ki bu komisyondan bir şey çıkmaz ve darbe girişimi tüm yönleriyle aydınlığa kavuşturulmaz.
Komisyondan çıka çıka, 1967 tarihinde F.G’nin CHP’ye “yardım makbuzu” uydurukluğu çıktı. Petek de bunu “yeni şey” olarak açıkladı. Çünkü dosyadaki tüm bilgileri biliyordu ilgili kamuoyu! Kim eline tutuşturdu bu uydurukluğu? Bilmiyormuş, dosyada bulmuş!
AKP biliyorsunuz, FETÖ ile bir sınır çizmişti: 17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonlarının öncesi ve sonrası!
Yani “bu tarihten öncesi ortak tarihimiz, FETÖ ile birlikteliğimiz, yani hepimiz de o zamandan önce FETÖ’cüydük şu veya bu oranda..”