Tehlikeler büyük, hem dünya hem ülkemiz için. Muhafazakâr
düşünce ve politika, günlük çıkarlarını düşünen liberal düşünce ve
politikalar, iktidarda kalmaya odaklı eyyamcı iktidar ve politikacı
tipi, yarın için adım atmaz.
Dahası, inkâr yolunu tutar, hakikat-gerçek ötesi
-post truth- dönemin resmileşmesini bence, büyük
tehlikeler karşısında inkârcılığa sapmak zorunluluğu yarattı. Çünkü
kendilerinden istenen, günlerini ve iktidarlarını zorlayacak ve
popülizm yapamayacak kararlar almalarını gerektiriyordu. Bir de
günümüz gerçeği, kendi milliyetçi çıkarları için dünyayı tehlikeye
atan Trump benzeri politikacılar.. Büyük
göç tehlikesi
İklim değişimi tehlikesi yerel, ülkesel
değil küreseldir. Yani herkes aynı gemide. Bir okurum, S.
Güven anımsattı: “En önemli yakın tehlikenin kuraklıkların
da artması ile oluşacak göç dalgası olduğunu anımsatmak isterim..
Kaç yüz milyon insanın refah içindeki ülkelere hareket edeceğini,
bu ülkelerin nasıl tavır alacağını tahmin edersiniz..”
Bu başlı başına büyük sorun, dünkü “Aa, iklim mi değişiyormuş”
yazımdaki temanın göbek konularından.. Ama dünkü genel yazımda
değinmedim.
Göç aslında yıllardır başladı. Hem iklimsel nedenler hem
iktidarlardan umutsuzluklar, hem Batı’nın emperyalist
saldırılarının bu ülkelere aman vermemesi, hem daha iyi yaşam ve
dünya nimetlerinden daha büyük oranda yararlanmak hepimizin
hakkı büyük ve küresel aydınlanmasının
yoksul ve kepaze yönetimlerdeki toplumları sarmasından.. (Özellikle
İslam ülkeleri, tabii Latin Amerikalılar dahil). Sihirli
değnek var mı?
Ülkeleri bu durumdan kurtaracak olan en
sihirli bir şey, sahip olunan, yaratılan nimetlerin daha eşitçe ve
dayanışm...