AKP’nin yakın geleceği üzerine şimdi spekülatif bir analizle
üçlemeyi bitiriyorum ve 10 günlük bir izin rica ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşınca ve Gül,
kanun hükmündeki son kararnamenin gerçekten çok tehlikeli maddesi
üzerine çekincelerini paylaşınca gündem değişti ve Gül’ün
cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışması hız kazandı.
Bir yakıştırma var: CHP Gül’ün adaylığını destekleyebilir, hatta
adaylığını koymasını istiyor.
Bir spekülatif düşünce ve kulis haberi olarak birileri tartışmaya
açmış olabilir. CHP’den de her yakıştırmaya yanıt vermesini
beklemek doğru değil.
CHP’nin cumhurbaşkanlığı adayını bilmiyoruz. Daha erken denebilir.
Program belli
Burada ülke ve gelecek için önemli olan, “sapına kadar CHP’li” bir
aday değil, dayatılan şaibeli referandum ile değişen rejimi yeniden
yerli yerine oturtacak, parlamentonun iradesini yeniden
güçlendirecek, güçler ayrılığına dayanan, adalet ve hukuk temelli,
insan haklarını ve özgürlükleri Avrupa standartları çerçevesinde
yerleştirecek ve koruyacak bir demokratik parlamenter düzeni
yerleştirmektir.
Bunun için, yüzde 50+1’in çok daha üzerinde bir seçmen çoğunluğunu
garantileyecek bir seçim tasarımını yapabilmeyi hedefe koymak
gerek.
Anayasa referandumunda beliren Hayır Cephesi hâlâ
bir mihenk taşıdır ve yol göstericidir.
Ben gösterdim oldu, tıpış tıpış oy vereceksiniz gibi bir dayatmayla
değil; herkesin içine sinebileceği ve herkesin özveride bulunacağı,
işbirliği ve uzlaşma kültürünü ön plana geçirecek biçimde konuya
yaklaşım, birinci derecede önemlidir. Gül neyin
adayı?
Gül’...