Saroz açıklarında ortak askeri tatbikat sırasında, Amerikan
Saratoga uçak gemisinden atılan iki adet SeaSparrow füzesi Muavenet
askeri gemimizi vurdu: Sonuç, gemi komutanı dahil 5 şehit 22
yaralı. Yıl ise 1992, 2 Ekim.
Bunun kaza olduğuna inanacak bir enayi yoktu. Füze ancak 6
kademeden sonra gemi komutanının emriyle ateşlenebilirdi. ABD, Irak
için Çekiç Güç’ü 1991’de kurmuş ve İncirlik’ten operasyonlarla Irak
bölünüyor, Kürdistan kuruluyordu. Her altı ayda bir Çekiç Güç’e
Ankara’dan Meclis’ten onay çıkması gerekiyordu ve bu onay da
tartışmalara neden oluyordu. Mesela ordu içinden Eşref
Bitlis gibi komutanlar, Amerikalıların Irak’ta yarattığı
fiili durumun tamamen aleyhimize geliştiği görüşündeydiler.
1993’ün 17 Şubat’ında Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in uçağı
düştü. Genelkurmay’a göre bu sabotaj değildi.
4 Temmuz 2003’te Irak- Süleymaniye’de bulunan Türk özel kuvvetlere
ait birliğe baskın yapan Amerikalılar, Türk subaylarını, başlarına
çuval geçirerek kamyonlara doldurmuş ve esir almışlardı.
Bunlar ‘müttefikliğin gereği’ idi!
Bu olaylar tamamen ABD ile Türkiye arasındaki “derin ve stratejik
müttefikliğin gereği” idi!
Dahası, sonraki olaylar da: Ergenekon ve özellikle Balyoz davaları
ile ordunun defterinin dürülmesi ve darbe yapacak FETÖ’cü
subayların önlerinin açılarak yükseltilmesi de, “Türk-Amerikan
derin müttefikliği”nin çok başarılı bir örnek olayıydı!
Daha geriye giderseniz bu ittifakın çok başarılı başka meyvelerini
de görürsünüz. Özellikle 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’de yine
Amerikancı ordu ve subayların darbeleri, mesela. Kıbrıs için askeri
ambargolar, mektuplar...
Ortalık yeni karışmadı. Ortalık zaten epey bir sü...