Bir sosyal paylaşım ve yankıları: Arz ederim efendim!
Sosyal medyada şöyle bir görüş paylaştım: “Bir dost yemeğinden:
Kılıçdaroğlu darbe gecesi milleti sokağa çağıran ilk lider olsaydı
bugün en büyük kahramandı... İtirazı olan?”
Bir fotoğraf ortaya çıktı ki uç noktalarda görüşler...
Bunu şu düşünceyle paylaştım: Politika arenasında çok kritik anlar
vardır, bu anlarda yapacağınız eylem, alacağınız tavır, sizi
büyütür, yeni bir lider ortaya çıkartır. Darbe gecesi de böyle bir
andı.
Bir yemekte, Özant’ın “İlk lider o olsaydı” sözünü paylaşırken bunu
düşündüm.
1 saatlik o büyük an!
O gece Kılıçdaroğlu uçakta İstanbul yolunda, saat 23’ü geçe Atatürk
Hava Limanı’na iniyor. Darbe girişimini uçakta öğreniyor, net tavır
alıyor, darbe başarılı olsa da olmasa da karşıyız, diyor. 24’e
doğru basın danışmanı ile hazırladığı metni medyaya gönderiyor.
Kılıçdaroğlu o gece ekranlarda görülmedi, yani bir demeç vermedi.
Neden bilemeyiz.
Oysa bu tutumunu net ortaya koyabilir, sahneye çıkabilir, darbeye
karşı olduğunu vurgulayabilir, hatta halka da direnin çağrısı
yapabilirdi. Hiçbir TV kendisine hayır demezdi.
Tartışmasız, Kılıçdaroğlu o gecenin ilk ve erken siyasi kahramanı
olurdu. O bir saatlik zaman, insanı ya yükseltecekti ya da olduğu
yerde bırakacaktı. Önemli olan çağrıya uyup sokağa çıkanlar olur
muydu sorusu değil, bu çağrıyı bizzat yapmak ve eyleme
dökmekti!
Başbakan çoktan millete çağrı yapmıştı.
Bir saat içinde de Cumhurbaşkanı, Hande Fırat’ın cep telefonu
ekranından milleti sokağa çağırdı.
Darbenin “Eşref saati” RTE ve AKP’nin elindeydi. CHP lideri,
ayağına kadar gelen o anı yakalayamamıştı.
Tabii, çağrı yapsaydı olaylar nasıl seyrederdi bilemeyiz, işaret
etmek istediğim