Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gelmiş geçmiş en
hoşgörüsüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan derim. Bu görüş “suç” mudur, “hakaret” mi kabul
edilir bilemem. Ama savcılar yaratıcıdır, “Sudan bahsettin, demek
ki ördek dedin” yorumlarıyla harikalar yaratıyor, yargıçlar da
basıyorlar damgayı... “Reis”in, CHP’li Özgür
Özel’e yaptığı gibi “önce tazminata mahkûm edeceksin,
sonra cezaya” biçimindeki sözleriyle hemen harekete geçerler.
Aslında beklemelerine bile gerek yok!
Hoşgörüsüz dedim; Cumhurbaşkanı, Metin Akpınar ve
Müjdat Gezen’in sözlerine şöyle yanıt
verebilirdi:
“Yahu Metin, Müjdat, sizlerle hep güldük, ama epey abarttınız, ayıp
da yaptınız eskileri kaşıyarak, ama ne Türkiye bir diktatörü
yaşatır tepesinde, ne benden bir diktatör çıkar, bu ülke demokrasi
çerçevesinde yaşayacaktır, bazı zorluklarımız şimdi olsa
bile...”
Bazı bahaneler de uydurabilir bugüne: Beka falan, saldırılar,
terör, dış düşmanlar... dahası İstanbul’a gittiğinde onları ziyaret
bile edebilir... inanmasa da, politik davranır (seçimler var ya!)
“güzel günlere çıkacağız birlikte” demesine de engel yoktur.
Gülmeyin Allah aşkına!
Ama ne görüyoruz, emir, talimat, polisler eşliğinde savcılığa,
karakola haftada bir imza, yurtdışına çıkış yasağı... Onlar kaçsa
kaçsa mizaha kaçar, kabareye kaçar, espriye kaçar... Bu insanlara,
bu topluma bu eziyet ne? Böyle bir kara mizah dönemini Türkiye
Cumhuriyeti ve yurttaşları yaşamadı! Emin olun bir daha da
yaşamayacaklar! Bir doludur, vurup geçecektir.
‘Başkanın Adamları’