Kitap elime geçtiğinde, Cumhuriyet’te manşetten üzerine söyleşi
yayımlanmıştı, ben de karıştırıp “daha sonra” kaydıyla bir kenara
koydum. Bir süredir nerede bu kitap diye evi altüst edince elime
geçti ve bu kez hakkını vererek bir oturuşta okudum.
Ahmet Sever’in “İçimde Kalmasın - Tanıklığımdır”
kitabından bahsediyorum. Sever, 12 yıl Abdullah
Gül’ün yanında basın başdanışmanı olarak çalıştı. Aslında,
“Abdullah Gül ile 12 Yıl” ilk kitabıydı ve gerçekten de bir dönemi
anlamak için mutlaka okunması gereken siyasi ilişkiler ağını, Gül
ile RTE ve adamları arasındaki olayları,
gerilimleri anlatıyordu. Okunmadıysa olayları anlamakta yavan
kalınır.
Bu yıl yayımlanan devamı niteliğindeki yeni kitabı, bu kez ilk
kitabına yapılan büyük saldırılara, açtığı tartışmalara, yeni ve
bilinmeyen olaylara yer veriyor. Ve tabii, yasal ve anayasal
rayından çıkan ve otokratlığa yönelen bir tek lider rejimini ve ona
biat eden politik çevresini, kullanılan 6 bin kadar saldırı -
karalama - iftira - timinin (iktidarın sosyal medya trolleri),
şüphesiz ki iyi paralarla beslenen medya yazar takımını,
tanıklıklarıyla, belgeleriyle okurun önüne getiriyor.
Başdanışmanlıkta yoksullaşma
Sever, cesur ve dürüst bir gazeteci. Başdanışmanlıktan ayrıldığında
iki evini ve tüm birikimlerini de tüketmiş bir insan. İktidar
adamlarının saldırılarına “hadi siz de mal varlıklarınızı
açıklayın” diye asla yanıtı gelmeyecek bir de çağrı yapıyor.
Benim kişisel analiz tarihimde Gül ve RTE arasındaki çatışmanın
özel bir yeri var. Şüphesiz ben “içeriden” tanıklık edemezdim, ama
ilişkilerdeki tüm dışavurumları - çatışmaları açık kaynaklardan
izleyerek yaptığım “çatışma analizleri”ni doğrulayan belgeleri
içeriyor iki kitap da..