Orhan Bursalı Cumhuriyet Gazetesi

İkinci Parti-Devlet dönemi isteği: 80-90 yıl geriye dönüş

Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fuat Kalyoncu ile sohbet ediyoruz. Doktor olarak çok gezdi Anadolu’yu. Bir anısını anlattı ki çok çarpıcıydı: 80’li-90’lı yıllar, bir köyde...

02 Mart 2017 | 374 okunma

Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fuat Kalyoncu ile sohbet ediyoruz. Doktor olarak çok gezdi Anadolu’yu. Bir anısını anlattı ki çok çarpıcıydı:
80’li-90’lı yıllar, bir köyde sağlık taraması yapıyorlar. Köy, Demokrat Parti - sonra da Demirel çizgisinde oyunu kullanıyor. CHP’ye oy veren pek az. Nedenini merak ediyor Kalyoncu...
Bir köylünün akciğerlerinde çok eskiden geçirilmiş verem hastalığının izi kalmış. Köylüye soruyor, ne zamandan kalma bu diye. Ama verem geçirdiğinden haberi yok. Birkaç soru ile geçmiş deşiliyor.
Çok acı bir dramla karşılaşıyor Kalyoncu... Ama durun, dramı anlatmadan önce koşullara bakın...

İkinci Dünya Savaşı yoklukları
Ülke kurtulmuş, bir ulus ve Cumhuriyet olarak yeniden inşa ediliyor. İnsan yorgun, aileler -Anadolu savaştan perişan. Millet yaralarını sarıyor, çocukları savaşta ölmüyor. Aileler bir arada herhalde 20 yıl gibi bir uzun süre geçirmemişlerdi. Cumhuriyet hükümeti yıllardır salgın hastalıklarla mücadele ediyor ve büyük başarılar kazanıyor. Üretimi artırma seferberliği var. Kalkınma hızları 30’larda yüzde 8’lere ulaşmış.
Derken İkinci Dünya Savaşı gelip dayanıyor ülke kapılarına. Ülke savaşa girmemek için direniyor. Türkiye henüz 20 yıl bile olmamış büyük savaşlardan çıkalı. Savaş istemiyoruz. Savaşın nasıl bir yıkım olduğunu tüm ülke iliklerine kadar biliyor, ancak ülke savunması için savaşılabilir... 

Yiyecek kıtlığı ve hastalıklar
Koşullar sıkı. Büyük bir ordu savaş vesaldırıya karşı besleniyor. Ülke varını yoğunu ordunun ihtiyaçlarına odaklamış. Ülkede yokluk-kıtlık var. Ekmek, şeker, herhalde gazyağı vb karneye bağlanmış. İhtiyaçlar karşılanamıyor.
Tek Şef ve Parti-Devlet dönemi. Devletin yerel yöneticileri de partili.
Beslenme en önemlisi. Köylünün ürettiğinin de önemli ölçüde elinden alındığı dönemler. Jandarma baskısı, devlet baskısı yoğun. Yer yer dayağı, sopası da. Köylü bile yiyecek bulmakta zorlanıyor. Şüphesiz pahalılık ve karaborsa da sökün etmiş.

4 kardeşten tek sağ kalan
Kalyoncu’nun akciğerlerinde veremin izini bulduğu yaşlı adam, geçmişi deşen sorular karşısında anımsadıklarını anlatıyor.
Biz dört kardeştik. Jandarma sürekli tepemizde, ürettiklerimizden bizde kalan, aileyi doyurmaya yetmiyor. Yiyecek son derece kıt. Hastalıklar başgösteriyor. Ben kardeşlerin küçüğü idim. 3 kardeşim kendi paylarından kısarak benim hayatta kalmamı sağladılar. Üç kardeşim herhalde veremden öldü. Ben kurtuldum, ama gördüğünüz verem izi demek ki hastalık o dönemden kalmış, beni de yakalamış ama yıkamamış...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
RTE ve Bahçeli’nin projesi: Öcalan DEM lideri, Demirtaş tasfiye 24 Ekim 2024 | 884 Okunma Parayı kontrol eden liderdir. Vasiyeti var mı? 50 yıllık iktidar sevdasının sonu 22 Ekim 2024 | 527 Okunma Ne yapmalı; pasiflikten aktifliğe yol arayışı... 21 Ekim 2024 | 99 Okunma Değersizleşen toplum ve vahşi yaşam savaşı 20 Ekim 2024 | 52 Okunma Milleti nasıl soysak, iktidar-banka el ele 17 Ekim 2024 | 145 Okunma