Bugün iki lider yeniden bir araya gelecek ve koalisyon yapamayacaklarını açıklayacaklar. Tabii, olay, siyaset noktalanınca, kesinleşir. Yüzde 10’un yüzde 100’e dönüştüğü de bilinir. Ama burada sürprizim yok gibi. (Yok diyeceğim de, bilim,bir pay bırak diye bağırıp duruyor!)
Peki, önceki görüşmelerinde borsayı zıplatacak ve yüzlerde güller açtıracak kadar iyimser hava neden esti? Bende esmedi! Bu iyimserlik Davutoğlu’nun dışarıya mesajıydı: Ben istiyorum!
Fakat burada karar vericinin Cumhurbaşkanı olduğu kesindi. Onun da başından beri programı erken seçime kilitliydi... Ne iktidarı paylaşmak ister, ne de yenilgiyi kabul etmeyi... Seçim sonuçları onun için seçmenin yanlış davranışıydı! Yenilenmesi, seçmenin bu hatasını düzeltmesi şarttı! Bunun için de yine Kürt kartıyla oyuna girdi... Her zamanki gibi!
Eğer Beştepe’yi kerteriz alırsanız, en azından bu süreçte siyasi analizlerinizde yanlış yapmazsınız. Davutoğlu’ndan bu aşamada bu kadar. RTE ikinci seçim yenilgisini tadıncaya kadar. O zaman AKP’de işler karışır. RTE saraya itilir. Liderler ortaya çıkar.
***
RTE, nefret ettiği, hayatı boyunca ötekileştirdiği, yıkıp yok etmeye çalıştığıcumhuriyetçi, demokrat, liberal ve laik kesimin güçlerini arkasına yığdığı CHP ile iktidarı hiç paylaşmaz. Olsa olsa MHP... Bu bir yeminli toplumsal, tarihsel, ideolojik politika meselesidir. Dünya yıkılsa onun için öyle gibidir.