Irak ile kanlı bıçaklı duruma gelmiştik kısa bir süre önce. Irak, Başika’daki askerlerini derhal geri çek diye açıklamalar yapmış, Ankara rest çekmişti. Şimdi Binali Yıldırım Bey Bağdat’a uçtu ve Başbakan İbadi ile el sıkıştı. Bu yeni, ama çoook gecikmiş bir politikanın sonucuydu. Irak ve Suriye’de “Osmanlı’yı bir şekilde diriltme veya oradaki kültürel ortaklıklardan yararlanma ve bu bölgede liderlik yapma politikası”nın asla bir karşılığı olamayacağını Ankara çok geç anladı. Ulus devletler çağında, ümmetçilik, İslamcılık, Osmanlı’nın bir tür sömürge yönetimlerinden sonra arkada kalan kültürel artıklarını kullanarak egemenlik bölgeleri inşa etme, karşılığı olmayan bir çöp politikadır. Davutoğlu-RTE ikilisinin bu politikası, ülkemize bedeli çok pahalıya çıkan büyük çöküş yaşattı. Ulus Yıkıcılığı Zamanları kitabımda (2. Baskı- Cumhuriyet) Davutoğlu ile ciddi bir polemik metnim var. Ayrıca Alametler Saati kitabında 1880’lerde Sudanlıların Osmanlılara da karşı isyanını anlatan Jamal Mahjoub’un romanını okuyun, (Osmanlı-sömürge ilişkisini anlamak için). İdeolog Davutoğlu, ulus devletler çağını ıska geçip imparatorluklar çağının politikalarını önerdiği için sahile vurdu. Sahile vuran aynı zamanda iktidarın Sünni İhvan -Müslüman Kardeşlerpolitikasıdır! Bugün iktidarın beyninin bir yarısında gerçi hâlâ bu politika hükmünü sürdürüyor!
5 yıllık büyük kayıp ve bedel