Eşitlik - Adalet Kadın Zirvesi’nin sesi ne
kadar yayıldı medyadan bilemeyeceğim, ama “az miktarda”,
diyebiliriz. Kılıçdaroğlu’nun ilk gün konuşması
şüphesiz ki önemliydi, ama zirve onun kadar önemle yer almalıydı.
Medyada yayın kararında ve yönetiminde köşe başlarını tutan “erkek
egemen” anlayışa karşı da mücadeleyi önemsemek, “toplumsal cinsiyet
eşitliliği”nin bir gereği ve başarısı için şart gibi duruyor.
Kadınların konuşmalarından çok şey öğrendim. Bazılarının altını
çizeyim:
Kadınların toplumsal ve yasal kazanımları karşısında uğradıkları
“güç kaybı”nı, erkeklerin artan baskı, şiddet ve cinayetler ile
“telafi etmeye” çalıştıkları... F.
Berktay bunu “erkeklik azalması” olarak tanımladı.
Kadınların hayatın her alanında daha çok sahneye çıkmaya
başlamaları, şüphesiz bir “erkek egemenlik alanı kısıtlaması”
yaratıyor. Çok yönlü kültürel şok
Erkek Reis’in kültürel olarak devraldığı “kadının erkeğe kesin
biat” kültürüne karşı kadınların boşanma dahil yasal hak ve
özgürlük silahlarını devreye sokması, bu çatışmayı
şiddetlendirdi.
Bu anlaşılır, fakat olayın daha çok kentlerde seyrettiğini de
görelim; AKP döneminde köylerin yüzde 25 boşalarak kentlerde
yaşamaya başlamasının da yarattığı çok yönlü büyük kültürel
şokların payı büyük.
Kadınların büyük kazanımlarında, Feminizm’in
koçbaşı görev üstlendiği kesin. Toplumsal cinsiyet eşitliği için
buna devam... Aynı zamanda toplumda genel adalet ve demokratik hak
ve özgürlükler için mücadele yine de bir üst bayrak; adalet olmazsa
eşitlik de olmaz.
Bertil Emrah Order:...