Şu sıralarda Hayır Cephesi ve 2018 ve 2019 tarihlerinde
yapılacak seçimler konusunun tartışmaya girmesinden daha doğal bir
şey olamaz. Bu konu giderek kristalleşiyor gibi. Meral Akşener’in
de Hayırcı cepheyi Hayır Partisi diye nitelendirmesi ve bütünleşik
hareketine vurgu yapması da önemliydi.
Perşembe akşamki toplantıda Kılıçdaroğlu bu konuda net ifadeler
kullandı ve tüm Hayır cephesinin unsurlarıyla, partileriyle, kanaat
liderleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, dernekleriyle görüşme
halinde olacaklarını, bu birliği gücendirecek bir politika
izlemeyeceklerini vurguladı. “Partili bir başkan adayına karşıyız”
dedi.
Bu bence “ben de başkanlığa aday olmayacağım” anlamına
geliyordu.
‘Kanunsuzluğa meşruiyet yok’
“Referandumda kullandığımız tüm halkı kucaklayıcı dili
sürdüreceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, “Bizim sorumluluğumuz asıl şimdi
başlıyor. Direneceğiz. Asla bu anayasa değişikliğine, tam
kanunsuzluk haline meşruiyet kazandırmayacağız” dedi.
Şimdilik Hayır kitlesiyle birlikte hareket etme konusunda CHP
yönetiminde bir sorun gözükmüyor. “Hayır cephesinin adayının da,
saptadığımız demokratik bir ülke ve reformlar için çalışacağına
millet önünde namus sözü verecek.” Bu şüphesiz ki yakın gelecek
için büyük umutların inşası için önemli.
Tabii, tam kanunsuzluğa karşı nasıl direnecekleri konusunu kitleler
görmek isteyecektir.
YSK ve çete konusu
YSK’yi “çete” olarak nitelendirmesinden, “dava açarız” tehditlerine
rağmen, geri adım atmadı. “Türk Dil Sözlüğü’nü açsınlar, çete
maddesinin karşısında neler yazdığını okusunlar, kanun maddelerine
aykırı hareket edenleri tanımlıyor. Evet, karşımızda açıkça YSK’yi
bağlayan iki maddeyi uygulamayarak çete gibi hareket ettiler...”
dedi. Dün de YSK’nin 10 üyesi hakkında soruşturma açılmasını
istediler.
Yasalara uymamak, bu iktidar döneminin olağan uygulaması haline
dönüşüyor. Bu tepeden tırnağa bir kolektif suç uygulamasını gündeme
getiriyor. CHP bu konuyu daha ciddi gündeme getirmeli.
Şüphesiz iktidar çok yönlü bir zorluk içinde. Ekonomide çok
zorlanacak. Keyfi uygulamaların yol açacağı sorunlar konusunda çok
zorlanacak. Emekçilerin kıdem tazminatlarından tutun maddi baskı
altına sokulmasından çok zorlanacak.