Seçimin iki kilit partisinden ilki olan Saadet Partisi’nin
rolünün önemini dünkü yazımda vurgulamıştım. Özellikle yüzde 48-52
arasında dolaşıyorsa oy oranı, SP’nin AKP’den oy devşirecek bir
odak olarak rolü anlaşılır.
Şüphesiz, Başkanı hapiste rehin tutulan HDP seçimlerde ayrı bir
öneme sahip. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde, yaşadığımız
olağanüstü “İç savaş-Hendek savaşı” sonrası önemli bir oy kayması
oldu HDP’den AKP’ye. Referandum oylamasında da Kürt seçmen oyları
üzerinde büyük bir devlet - iktidar baskılaması oldu ve 500 bin
kadar oy evet’e aktı.
AKP’nin yumuşak karnı
Muhafazakâr Kürt seçmenin oyu, yüzde 30 kadar, AKP’ye gidiyor.
Başkanlık seçiminde bu oran öyle kalacak mı, yoksa 500 bin kadar
oy, rengine göre, bu kez AKP’den HDP’ye ve biraz da SP’ye akar
mı?
İktidar, devlet aracıyla, tabii ki başta YSK’nin kararı ile bu
baskıyı sürdürecek. Özellikle HDP’ye yoğun oy çıkan sandıklarda,
144 bin seçmeni ilgilendiren “sandık birleştirme kararı” bunun
işareti.. Devlet tüm bölgede egemenlik kurmuşken, bu
birleştirmenin, HDP’li seçmeni yıldırmaya yönelik olduğu
açık.Özellikle bu bölgelerde seçmenin taşınması ve her bir sandığın
güvenliğinin sağlanması önemli.
Barajı aşması gerek
HDP’nin yüzde 10’luk insafsız ve ahlaksız barajı geçmesi,
milletvekilliği ve Meclis’te temsiliyet ve Meclis’te muhalif
çoğunluk kurulması açısından önem taşıyor.
Başkanlık seçiminde ise HDP’li seçmenin, mağduriyet de yaşayan
Demirtaş’a oy vermesi doğal.
Başka bir nokta da şu: AKP’ye oy verecek muhafazakâr Kürt seçmenden
önemli...